Birbirimize küfür de ettiğimiz oldu, aşk laflarının yetersiz kaldığı anlarımız da… Mesela onu ‘Altın Kelebek Ödül Töreni'nde alnından öptüğümde, “Reklam yapıyorlar” denilen duygu, aslında bizim için gece eve gittiğimizde ellerimizi daha sıkı tutmamızı sağlayan duygu olmuştu. Mutluyduk. Zaten geceleri el ele uyumayı da bana öğreten oydu… Dediğim gibi tüm bu yaşanmışlıkların toplamıdır zaten hayat ve bizim hayatımızda birbirimize ayırdığımız bölüm sona erdi. Dönüşü olmayan yolun hızlanan adımlarındayız, hatta koşmaya başladık. Buradaki en büyük suç benim, belki etrafımdaki aşırı ilgi, belki yaratıcı beynimin beni rahat bırakmaması, belki şu, belki bu… Sebebini tam bilemiyorum.
6 4
Ona hep derdim ki “Silah çekseler düşünmeden önüne geçeceğim tek insan sensin.” Yapardım da gerçekten, lafta kalmazdı. Ama ilişki yaşama konusundaki beceriksizliğim bana ateş etti ve kimse de önüne geçemedi. Buna izin vermedim. İçi kan ağlarken, gücünden ve gururundan dolayı sürekli gülen veya gülmeye çalışan bir insandır Ebru. Ama artık gerçek gülüşlere sahip olmayı hak ediyor. Bizim onunla karşılıklı olarak insan doğasının da üstünde bir sevgimiz vardı, bunu bana çok fazla hissettirdi.
6 5
Ben de onu çok mutlu ettiğim kadar, çok da üzdüm. Hatalarım oldu… Benim için kişiler önemli değil, Cem olur, Sinan olur, Ahmet olur, Mehmet olur, her kim olursa olsun benim önceliğim onun bundan sonra geriye kalan hayatını mutlu geçirmesidir. Onun yüzünü her kim güldürüyorsa, farkında olmadan benim de yüzümü güldürmüş olur. Mutlu olsun… Sinan 25 Ağustos 2016, İstanbul
6 6