-Şu sıralar iş anlamında meşgul olduğunuz ya da aklınızda olan bir şeyler var mı?
Değişik bir aplikasyon hazırlıyoruz. Bir internet sitesi düşünüyorduk ama bununla ilgili yaptığımız toplantılarda internet sitesinin benim için iyi bir çıkış olmayacağını düşündük; Instagram zaten şu an çok iyi gidiyor. Aplikasyon tamamen moda ile ilgili.
Tanıdığımız 5-10 kişi, içerisinde ben de varım, jüri olacak. İnsanlar da üye olacak ve bize kombinlerini yollayacaklar, kendi sayfaları olacak. Ve diyecekler ki, ‘olmuş mu?’ Biz de bunları yorumlamaya başlayacağız. Oylamalar olacak. Ali Taran ismini buluyor şimdi aplikasyonun. 1-2 ay sonra sürekli bu işin içinde olacağım. Beni oyalayacak, çok da hoşuma gidecek bir şey bu, tam benlik yani.
3313
-Peki Şeyma Subaşı kimdir? Ne yer ne içer, ne sever ne sevmez? Uykuyu çok severim. Hep diyorlar ki, sen hiç uyumuyor musun?
Ben sekiz saat deliksiz uyurum. Haftanın altı günü spor yaparım, tabii yerleşik bir düzende olduğumda. Spor hep hayatımda oldu. Mutluluk hormonu sağlıyor çünkü. Yorulmak nedir bilmiyorum. Gece dışarı çıkıp dans etmeye bayılırım. Kendimi hep yormak isterim. Böyle oturuyoruz ya birden mekik çekmeye başlayabilirim.
3314
-‘Var Mısın Yok Musun?’ yarışmasına katılma hikayenizi bir de sizden dinleyelim mi?
Bilinen büyük bir yanlış var o konuda. Oysa olay şöyle gelişiyor; Acun İstanbul Aydın Üniversitesi’ne ödül almaya geliyor. Biz de moda tasarım öğrencileri olarak defile kıyafetleri hazırlıyor ve gösteri yapıyoruz.
15 yaşındayken yaptığım bir senelik bir mankenlik deneyimim olduğu için, bu işleri daha iyi biliyorum diye, onlara biraz yön veriyor ve defilede de başı ben çekiyorum.
Acun ve ekibi beni orada görüyor ve telefonumu bölüm başkanından istiyorlar. Ve sonra da beni arıyor, yarışmaya davet ediyorlar. Ben başvurmuyorum yani, onlar beni yarışmaya katılmam için çağırıyorlar. Ve iki kere kutu açtıktan sonra da yarışmaya başlıyorum. Acunla da orada tanıştım. Sonra da serüvenimiz başladı.
3315
-Peki ya yarışmaya katılmamış olsaydınız?
Ben hiçbir zaman hayatımda ya bu olmasaydı, ya şöyle olsaydı diye düşünmedim. Mesela, Melisa olsaydı ya da olmasaydı; bunu hiç düşünmedim. Ya Melisa doğduğunda her şey kötüye gitseydi diye düşünmedim. Ben taşlanmayı, kötü kız olarak görülmeyi ya da iyi biri olarak görünmeyi düşünmedim.
O şekilde gelişti ve bu şekilde oldu her şey. Ben bir adım ilerisini düşünerek, belli bir mantıkla bir şey yapmadım. Kadere çok inanırım. Acun da öyle. Bizim en büyük olayımız o zaten, bizi buluşturan şey. Bizim kaderimiz bu şekilde gelişti. Ancak bir kez daha söylüyorum, yarın ne olacağını bilemeyiz.
Evleniriz, ama ne olacağını sonrasında bilemeyiz. Her zaman hayırlısı için dua etmişimdir, her zaman boş ver ben üzüldüm ama vardır bunda bir hayır demişimdir. Acun da öyledir. İnanılmaz Polyannadır. Bu böyle olmadı ama hayırlısı olmuştur deriz. Biz böyleyiz.
3316
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.