Ünlü sanatçı Sertab Erener, ayrıldığı eşini kastederek, "Seni affettim" diyecek kadar hakkının olmadığını ve her şerde bir hayır olduğunu söyledi. Hürriyet Gazetesi’nden Gül Mutlu’ya konuşan Erener duygularını şöyle anlattı:
Evlenmeye nasıl karar verdiniz?:
"Yakın zamanda "Kadın Beyni", "Erkek Beyni" adında iki kitabı sürükleyici bir romanmış gibi merakla okudum. Kitap, hormonlarımızın bizi nasıl yönettiğini anlatıyor. Aşık olmak oksitosin, vasopressin, serotonin, östrojen, testosteron gibi bir yığın hormonun bir araya geldiği bir kimyadan ibaretmiş meğer.
İşte bu kimya beni oradan oraya savurmuşken üstüne bir de "evlenelim mi" sorusu beyin hücrelerimi tek tek yakmaya yetti. Ne kadar rasyonel olmaya çalışsan da hayatta bundan etkilenmeyecek bir kadın olduğunu sanmıyorum."
Peki bugünlerde mutluluğu nasıl tarif edersin?:
"İnsanlar tanıdım olayları hep iyi tarafından okumaya meyilli; insanlar tanıdım olayları hep bir sonmuş gibi yorumlayan. Belki de mutluluk geni diye bir şey var ve bazı insanlar da onunla doğuyorlar. O şanslı insanlardan biri değilsen bile yine de mutlu olmayı öğrenmek bence mümkün. Seçimlerimiz bizim hayatımız oluyor. Hele ki, egomuzu eğitmiş ve farkındalığımızla ilgili biraz çalışma yapmışsak mutlu bir insan olmamız çok daha mümkün. Mutluluğun bir adı var mı bilmiyorum ama kendimi şanslı ve mutlu olarak kabul ediyorum."
"Ben yaşadığı olumlu olumsuz her şeyden dersini almayı öğrenmiş biriyim. Yıllardır kendimin kim olduğunu anlamaya çalıştım. Kendimle barışalı çok oldu. Herkes ailesinden veya çevresinden birçok yara alarak büyüyor. Zihnini, kalbini temizlemek, kendini affetmek ve sonra herkesi affetmek zaman alıyor tabii. Keşke şunu yapmasaydım dediğim bir şey yok. Çünkü hep kötü diye tanımladığım şeyler, güzel başka olayların başlamasına neden oldu. Yani “her şerde bir hayır vardır” diye boşuna dememişler sanki."
"Birinin üstünde, seni affettim veya affetmedim diyebilecek kadar hakkım veya hükmüm yok ki. Affetmediğin şeyi ne kadar taşıyabilirsin ki kalbinin içinde. Kocaman bir yükle yaşarsın sonra."
Taoist master öğrencilerine, “Yarından itibaren bir çuval bulun ve her sabah kalbinizde biriktirdiğiniz kızgınlık veya affedemediğiniz ne varsa hepsi için temsilen birer taş koyup o çuvalla okula gelin” demiş. Bir haftanın sonunda çocuklar çuvalı sırtlarında taşıyamaz hale gelmişler. Bunu üzerine hocaları ertesi gün çuvallarını almadan gelmelerini söylemiş. Ve sabah sormuş, “Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Hafiflediniz mi” diye. Ben kendimi oldukça hafif ve çok iyi hissediyorum..."