- Bir çiftlik sahibi olma fikri ne zaman ortaya çıktı? Eşim Ayşe de (Şule Bilgiç) ben de doğaya çok düşkün insanlarız, tabiata âşığız. Bir gün otururken "Neden bir çiftlik almayalım?" dedikten sonra hemen harekete geçtik. Bizler doğanın bir parçası olmak zorundayız. Ancak doğayla beraber uygarlığa gidebiliriz. Doğaya zarar verirsek kendi topuğumuza sıkmış gibi oluruz. Açıkçası çocukluğumdan beri de böyle bir hayalim vardı.
10 7
- Çiftlikte hangi hayvanları besliyorsunuz? An itibarıyla 16 tavuk, 17 inek, 5 hindi ve 7-8 tane de ördek besliyorum. 100 liraya aldığım makineyle kolaylıkla Türkmenlerin yaptığı gibi yoğurttan tereyağı yapıyorum. Yine sütü ve yoğurdu kendimiz üretiyoruz. Dışarıdan yoğurt, tereyağı ve süt satın almıyoruz. Çiftliğimizde tek eksik yumurta belki de. Açık arazi olduğu için tavuklarımıza bazen hastalık geliyor ve her gün yumurta alamayabiliyoruz. Bir inek en fazla 15 kilo süt veriyor. Günde ortalama 80 litre süt alıyoruz.
10 8
- Bu işin ticaretini yapıyor musunuz? Ticarete atılmayı düşünüyorum ama çok yatırım gücüm yok. Yatırım gücüm olsa atılmak isterdim. Şimdi "Bu kadar sütü, yoğurdu ve tereyağını ne yapıyorsunuz?" diyeceksiniz. Büyük bir bölümünü eşe dosta ve ihtiyaç sahiplerine veriyorum. 'topraktan geldik, toprağa gideceğiz'
10 9
- Şehir insanı da çiftçilik yapabilir mi? Kolaylıkla yapabilir. Modern insanlar niye yapmasın? İnsanlar evlerinde oturup boş boş televizyon izleyeceklerine 2-3 aile bir araya gelip bir çiftlik kiralayıp kiraladıkları yerde dönüşümlü kalarak pek tabii ferah bir yaşam sürebilir.
10 10