şte Oray Eğin'in yazısı:
"Oya Aydoğan bir efsaneydi; efsane tabirinin cömertçe kullanıldığı bu dönemde tırnaklarıyla kazıyarak hak etmişti bu tahtı. Aydoğan'ın bir başka özelliği de 'Oya olmak' tabirini gündelik dile (özellikle de gay lingo'suna) katmasıydı–ünlülerin en yakınında bulunan sadık arkadaşlarına verilen isim. Bülent Ersoy'un Oya'sı Oya Aydoğan'dı. Ne ilginç değil mi, Nükhet Duru'nun da bir Oya'sı vardı ve adı Oya Germen!
Hatırlıyorum, yıllar önce Ercan Arıklı'nın yayıncısı olduğu Vizyon dergisinde Muammer Brav onunla bir söyleşi yapmıştı. İçinde gaylerin sık sık kullandığı lubunya, madilik gibi kelimeler de geçen 'gullüm' bir söyleşiydi. Rahmetli Arıklı yazıyı okuyup "Yavrucuğum bu kelimeler ne demek?" diye şaşırmıştı. Oya Aydoğan aynı zamanda bir gay kraliçesiydi; ticari kazanç uğruna gay kraliçeliğini profesyonel olarak seçenlerden çok daha önce 'lubunyaların' gönlünü kazanmıştı.
10 seneden fazla olmuş herhalde, dipfrizden bu eski yazımı buldum. Çetin Altan gibi '40 sene önceki bir yazı' notuyla Oya Aydoğan'ın anısına yayımlıyorum ama... Bir yandan da Oya olmakla ilgili bir kere söz alınır sanki...
Kusurlarıyla, eksikleriyle bir yazı, ama hatırlamak için.
22
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.