Tuvalet, fiziksel temizlik (diş fırçalama gibi) ihtiyaçlarınızı nasıl gideriyordunuz?
"Bu ihtiyaçlarımızı gidermedik. Zaten tuvalet benim için sorun değildi. Herhangi bir yere oturmak benim için çok önemli değil. Sağlıklı olanı zaten doğada yapmak. Gözükmeyecek şekilde doğada istediğimiz her bölgeye yaptık. Bence gayet doğal ve normal bir şey. Onun dışında diş fırçası verilmemesine çok şaşırmıştım. Niye verilmiyor, karınımızı doyurmuyor diye düşündüm ama yoktu. Gerçekten her şey doğal. Survivor neyse bizi orada yansıttı. Gitmeden önce kafamda soru işaretleri vardı. 'Veriyorlardır el altından' diyordum ama gidip o tokatı yiyince anladım gerçekten Survivor'ın Survivor olduğunu"
165
En çok sevdiğin isimler ve sana en uzak olan kişiler kimlerdi?
"Belki erken elendi çok hatırlanmayacak ama Yiğit (İzik) abiyi çok seviyorum. Onunla iyi anlaşıyordum. Derleşiyorduk. Mizah yönünü kendime çok yakın bulduğum için beni çok güldürüyordu. Berna'yla ise çok anlaşamadık. Çok tartışmalarımız oldu. Olabildiğince iki tarafta saygısını bozmamaya çalıştı. İnsanlar tarafından beğenilmeyen kötü yanlarımız olmuştur. Ne olursa olsun yarışma bitti. Açlık, yorgunluk, özlem gibi etkenlerden dolayı belki birbirimizi ekstra kırdık ama yarışma bittikten sonra her şey güllük gülistanlık gibi davranamam. Berna'yla aynı ortama girdiğimizde konuşurum. İkimizde insanız ve zorlu bir yarışmadan çıktık.
166
"Survivor'da en az kavganın ve tartışmanın içine giren insanım diye biliyorum. Dışarıda yorumlardan dolayı bunu dile getiriyorum. Bir tartışmanın yansımaması gibi bir durum yok. Tartışmanın bütün boyutları çekilir, onlara göre konulacak kısımlar konulur. Bazen açlıkla birlikte kullanılmaması gereken sözler söyleniyor ama bunlar yansıtılmıyor. Ama tartışmanın dozunun ne kadar yüksek olduğu insanlara bir şekilde geçiyor."
167
Survivor'da en unutamadığın an?
"Bir oyunumuz vardı uzun bir ağaç tarzı sopa. Onun bir ucundan birisi itiyor ve kovadaki boyaları devirmeye çalışıyorduk. Orada gerçekten güzel performans sergilemiştim. Herkes, "Bu senin çıkışın oldu" demişti. O anı hiç unutamıyorum. Duygusal anlamda ise bir kere çok yağmur yağmıştı. Baraka inanılmaz su akıtıyordu ve hiç uyuyamamıştık. Elif, Burçak, Tuğçe inanılmaz üşümüştü. Benim tarafıma şanslıydım su gelmiyordu, onların tarafı çok ıslanmıştı. Ufacık ateşin başında ısınmaya çalışıyorlardı, gece uyandım ve onlara yardım ettim. Battaniyemi onlara verdim. O an hem kendi halime hem onların haline gerçekten çok üzülmüştüm."
168
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.