-Brüksel'de bursla Avrupa Birliği gazeteciliği okumuşsunuz. Ana haber sunup habercilik yaptıktan sonra şimdi izdivaç programıyla gündemdesiniz... Bu kadar eğitimin üzerine yeni işinizi küçümseyenler oldu mu? Küçümsediler mi bilemem ama insanlar önce eleştirdi. Oysa haberi haber yapan ne? Hep kötü şeyler haber oluyor. İnsan karısına, çocuğuna iyi davranırsa haber olacak bir şey kalır mı? Savaş çıkar mı? Nedir yani haber? Haberin bu kadar abartılacak ne yanı var? İnsanlar önce evinde geçinmeyi becersin. Sonra devletler geçinir. Bütün düzen mutlu olmak üzerine değil mi? İşte ben de şimdi onu yapıyorum.

-Yarışmadakilerin ilişkilerinden aşk adına nasıl bir ders çıkardınız? Yeni nesil daha sabırsız; pürüz çıkınca korkup kaçma eğiliminde. Anlayış, tolerans yok. Her şeyi hızla tüketiyorlar. Oysa insanlar tüketilecek malzeme değil. Bu kafayla 10 kere de evlensen geleceğin nokta aynı. -Seks hayatlarında da böyle mi? Bu evde böyle bir şeye müsaade yok. Türk örf âdetlerine uygun, sokakta yapılanın yüzde birini yaşayarak birbirlerini tanıyorlar. Ama genel olarak yeni nesil, aşk gibi cinselliği de tüketti. O kadar arada kalmış bir toplumuz ki, cinsel devrimi bir anda yaşadığımız için bütün değerleri onunla yok ettik.

-Siz insanları evlendirmeye çalışıyorsunuz da kendiniz hiç evlendiniz mi? 18 yaşımda ilk aşkımla flört edip ailelerimizin katılmadığı, tamamen inat, hiçbir cinsel paylaşımımın olmadığı, dört sene sadece muhallebi yiyerek gezdiğim ilk aşkımla evlendim. Kısa sürdü. Toydum. Ne ben kadındım ne o koca. -Terzi kendi söküğünü dikemez denir. Sizinki o durum herhalde... Ben söküğümü dikeceğim ama tam nereden yırtıldığını bilmiyorum. Ya seçimlerim yanlış ya da çok bilen kadının cazibesi yok. Bunları yaşıyor ve bir noktada bana sahip çıkılsın diye düşünüyorsun. Güçlü kadın, yok sayılan kadındır. Ben de maalesef onlardan biriyim. Şu anda ciddi ilişki yaşadığım ama hâlâ düşünme aşamasında olduğum biri var.

-Yumurtalarınızı dondurma sebebiniz de piyasada erkek olmaması mı? Beni hamile bırakmak isteyecek veya evlenmek isteyecek çok erkek olduğuna inanıyorum. İlla çocuğum olsun diye dondurmadım. Erkeklerin "80 yaşında da baba olurum" diye bir havaları var ya, madem tıp 80'inde anne olma imkânı veriyor; benim de soyum üresin istedim. Yumurtalarım Kıbrıs'ta. Şimdilik çocuğa bencillik etmemek için kullanmayacağım. Şu anda ona babalık edeceğine inandığım kimse yok. -90 kilodan 65 kiloya düştünüz... Neler değişti hayatınızda? Yapımcım Caner Erdem'e sözüm vardı. Başladığımda 44 bedendim, şimdi 38. İşimi seviyorum. Güzel giyinmeyi severim. Artık çok rahat kıyafet buluyorum.