“1990 yılında 17 yaşında ‘Şarkı söylemek istiyorum’ diye gel. Aileni bile karşına alıp onları dinlemeyip, baban yaşında biriyle altı yıl birlikte yaşa... Ben her ikinizi birlikte gördüğümde çocuk kalbimi parçala, kahret... Sonra değişik akıl oyunlarıyla 2 Ekim 1999 yılında evlen, hem de çocuk doğur. Şimdi hakkımı arıyorum diye köşeye sıkışıp, ah babam ah büyük oğlum Oben’in okulunu yıllarca ödemiş. Bana da para vermiş, bunları da mahkemeye sunacakmışsın öyle mi? Sana mı sorup izin aldı babam torununun okulunu ödemek için? ‘Kızıma para verebilirmiyim’ diye? Sen mi vardın yanında onları kazanırken”
“Babam cebinde simitle sırtında gitar kutusuyla dolaşırken biz annemle evimizin penceresinde bekliyorduk. Biz otobüse binerken senin gibi, ‘Zülfikar bey arabayı ısıtın çıkıyoruz’ diye evin içinden şoförümüze haber vermiyorduk. Babam bana doğduğum günden bu yana baktı, İpek Hanım o zaman sen daha dünyada yoktun. Ağzından oğlumla ilgili bir cümle daha çıkarsa kaplan kesilirim. İstersen özel günlerde, ‘İpek çantamdan Oben’e şu kadar para getir’ dediklerini de hesapla daha zengin olursun. Hayatımıza kara bulut gibi çöktün. 15 yılık evliliğin boyunca şimdi anlıyorum babamın dediği gibi ne kadar akıllı olduğunu... Aslı Gönül’ü koy benim yerime bakalım hayat nasıl görünecek sana”