Ben toplumsal, küresel iyileşme için üzerime ne düşerse yapmaya
çalışıyorum. Ailelerdeki huzur sonuçta toplumsal huzura katkı sağlıyor. O
nedenle programda bir sorun çözdüğümde o gece ben de huzurla uyuyorum.
Toplum yararına olacak her işte herkesin elini taşın altına sokması
gerektiğini düşünüyorum. Özellikle kadınlar, çocuklar, engelliler gibi
dezavantajlı grupların hepimizin sorumluluğu olduğunu düşünüyorum.
Topluma fayda sağlayacak her projede "Ben de buradayım" diyorum.
İnsan olmanın anlamı başka insanların iyiliğine çalışmakta saklı.
- Ekran ışığı var denilen insanlardan birisiniz. Ne
olursa olsun hayat bir gün sizi ekrana taşıyacaktı bence. Siz bu konuda
ne düşünüyorsunuz?
- Ekran ışığı mı? Bence o duygu ve düşüncelerimin dışa yansıması. Ben saydam biriyim, ne hissettiğim, ne düşündüğüm görünür. Kötü değilseniz ve kimse için kötülük düşünmezseniz zaten o ışığı Allah verir.
- Kamera önünde bu kadar rahat olup bir o kadar da otokontrollüsünüz. Bunu nasıl sağlıyorsunuz?
- Olduğum gibiyim, bunun için ayrıca çaba harcamıyorum. Oradan otokontrollü gibi mi görünüyorum? Buna sevindim, çünkü hiç öyle olduğumu düşünmüyorum.
- 2015 yılından beri Esra Erol'da programını yapıyorsunuz. Öğrendiğiniz en önemli ders neydi?
- Bazen çözümsüz görünen konularla karşılaşıyoruz. Bir anne evladını arıyor, bir evlat yıllardır görmediği annesini, kardeşini arıyor... Biz programda onların kavuşmalarına şahit oluyoruz. İşte o an hep kendime "nefes aldıkça umut hep var" diyorum.