“Firari olduğum dönemde hissettiğim duygu, oraya bir daha geri dönmeyi istememek. Yoksa polisten kaçmak değil. İşlemediğim bir suçu layık gördüler ama insanın gücüne gidiyor ve bir daha bilerek gitmek istemiyor oraya bilerek gitmek kabus gibi… Firari olduğum altı ay çok zordu ve olağanüstü saçma bir dönemdi. Zor bir dönemdi. Firari dönemde hayatım çok daha kısıtlıydı ne avukatınla en ailenle görüşebiliyorsun çok kabus bir dönemdi.”
13 5
Seki, yaşananlardan sonra kendisine bir iade-i itibar yapılması gerektiğini düşündüğünü şu sözlerle dile getirdi: “Bana bir iaede-i itibar borcu olduğunu düşünüyorum yargının. Savcıların ve yargının gün gelecek bu sorunu çözeceklerine inanıyorum. İşlemediğim bir suçtan bu cezayı aldım. Beni yargılayan mahkemeler kapandı ancak benim davam bitmedi. Özel yetkili mahkemelerin tutukladığı insanlar bırakıldı ama ben bırakılmadım. İnanın bunun nedenini ben de bilmiyorum. Adalet Bakanlığı’ndan bu konuyla ilgili cevap bekliyoruz.
13 6
Bunun için sabredeceğim gerçekten çok haksız yere yattım, yıllarım heba oldu. Beni tutuklayan yargıçlar ya tutuklu ya da kaçak bu da çok şaibeli bir durum. Devlet büyüklerimize güvenerek ve buradan seslenerek bu sorunun çözüleceğini umuyorum. Zaten yeniden yargılanma için başvurduk. İade-i itibar istiyorum ve bu da benim en doğal hakkım. Yargının dengelerini kaybettiği zaman görülen davalarda o kişilerin itibarı iade edildi. İtibarı iade edilmeyen bir ben kaldım."
13 7
-İçerde dine mi yöneldiniz? Maneviyat biraz daha ağır basmış gibi görünüyor? Ben hep böyleydim. Yedi yaşında Kuran kursuna gittim dedem bütün sureleri öğretmişti. Küçücükken tüm dini vecibelerimi biliyordum orada o kadar kendinle ve Allah’la baş başasın ki huşuya geçiyorsun şükür namazlarımı kıldım, tespihlerimi çektim dualarımı okudum ben hep böyleydim siz bilmiyordunuz. Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz derler ya bu da öyle bir şey benim için… Ben hep böyleydim orada biraz daha kendimle baş başa kaldığım için derin yolculuklar yaptım.
13 8