Armağan Çağlayan’a konuşan Seki’nin röportajından öne çıkan başlıklar ise şöyle:
132
“Ben Bayhan’ı hiç bir zaman eleştirmedim. Biz onunla helalleştik kapattık o konuyu… Ona da soruyorlar… Zaman aşımına uğradı biz helalleştik ikimizin rahatsız olacağı bir durum yok. İkimizin yolu ayrı, tepkim onu eleştirmek hor görmek için değildi. Hayatım boyunca kibirli bir insan olmadım ve böyle insanları da sevmiyorum.”
133
“Herkes çıkışta parmağımdaki sargıyı merak etti. Orada her yer demir kapı ve kapılar çok ağır parmağım kapıya sıkıştı ve orada bir iz kaldı.”
“İçerde kendimi en kötü hissettiğim an annemin geçirdiği büyük ameliyatlarda yanında olamamak oldu. Canımı çok acıttı. Avukatım ve kardeşlerim aracılığıyla iyi olduğuna dair haberler alsam da rahat edemedim çok sıkıntı çektiğim zamanlar oldu bir de kardeşimin çocuğu doğduğu zaman yanlarında olamadım. Ailemizin ilk torunu İrfan Mert… Çok hüzünlendim. Kardeşim onun doğum fotoğraflarını getirdiğinde cezaevindeki feryatlarım aklımdan silinmeyecek gibi…”
134
“Firari olduğum dönemde hissettiğim duygu, oraya bir daha geri dönmeyi istememek. Yoksa polisten kaçmak değil. İşlemediğim bir suçu layık gördüler ama insanın gücüne gidiyor ve bir daha bilerek gitmek istemiyor oraya bilerek gitmek kabus gibi… Firari olduğum altı ay çok zordu ve olağanüstü saçma bir dönemdi. Zor bir dönemdi. Firari dönemde hayatım çok daha kısıtlıydı ne avukatınla en ailenle görüşebiliyorsun çok kabus bir dönemdi.”
135
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.