Kapandığı odada kameralar yardımıyla evin içini ve yaşanan tüm gariplikleri izliyor…
Çok zeki... O felaketlerin içinde, egoların çarpıştığı bir evde barınamayacağını bildiği için odasında kendine bir yaşam kurmuş. Tam bir Enis Arıkan hareketi aslında... Ben de öyle bir evde olsam odamdan çıkmazdım. Şu an da odadan tek çıkma sebebi ‘camdaki kız’.
Muzo travmalı bir karakter. Senin de travmaların var mı?
Olmaz mı? Sana söyleyebilir miyim, bilmiyorum?
Biraz anlatsan…
Babamı kaybetme travmam var, aşamadığım.. Babamı yatakta bulduğumuz anın korkusu hâlâ hep içimde.
Ani bir kayıp mıydı?
Evet. 19 yaşındaydım. Ablamın
“Baba” diye çığlık atmasıyla uyandım, yataktan “Babamı kaybettim” diye
fırladım. Daha 52 yaşındaydı, çok gençti.
O dönem yaşadıklarını senaryolaştırmak istiyormuşsun. Neler yaşadınız?
Çok varlıklı bir aileydik. Babam öldükten sonra borçları olduğunu ve babamın da o stresten gittiğini öğrendik.
Hayatın bir günde mi değişti?
Bir şeyler olduğunu hissediyordum ama “Babam ne kadar kaybeder ki...” diyorduk. Fabrikaları falan vardı. Her şeyi reddi miras yapıp sıfırdan bir hayata başladık. Anneme o gün döndüm, “Biz şimdi ne yapacağız” diye sordum. Annem “Ne demek ne yapacağız? Hayatımıza devam edeceğiz” dedi. Üçümüz birbirimize sarıldık. Annemin gücü bize geçti; onun gücünü Film yapacağım.