-Doğum nasıldı peki? Okan Ali’yi sezaryenle doğurdum ben. Sezaryen olan her kadın bilir. “Bir baskı hissedeceksin” diyorlar, “Bebeği şöyle alacağız” diyorlar. “Tamam” dedim. Baskıyı hissettim, sonra da karnımın rahatladığını... Ama çok büyük bir sessizlik var ameliyathanede. Bekliyorum... Bekliyorum... Bebek ağlasın diye... Ya ağlasın ya da biri “Her şey yolunda, bebek iyi!” desin. Ama kimseden ses çıkmıyor!
14 3
Epey bir süre sessizlik oldu. Benim de ömrümden ömür gitti. Sonra birden Okan Ali çığlık çığlığa ağlamaya başladı. Ördek yavrusu gibiydi sesi. O sesi hayatım boyunca unutmayacağım. Sonra ben de ağlamaya başladım. Ameliyat masası sallandı, o kadar şiddetli, böğüre böğüre, katıla katıla ağladım.
14 4
-Hem sevinç hem mutluluk hem de rahatlama... Aynen öyle! En önemlisi de doğumun sağlıklı bir şekilde neticelenmesi... İlk hamileliğimde sıkıntılar yaşadım, erken doğum oldu, 79 gün yattım. Bu hamilelikte de trombositim çok yükseldi. Ve riskli gruba girdim.
14 5
Her gün iki tane kan sulandırıcı iğne oldum. İki kolum da mosmordu. Trombosit yükselmesi hamilelikte riskli bir durummuş. Allah korusun, bebeği kaybedebilirsiniz...
14 6