-Neye ait hissetmiyordunuz kendinizi? Onların kuralları, onların yaşam tarzı, benim yaşam tarzım... Benim isteğim hep böyle daha çok ön planda olma yönündeydi. Ve onlar da bu konuda beni yalnız bıraktılar. Ben bu yarışmaya başvurdum, 'Bugün Ne Giysem'e, hiçbir şekilde onaylamadılar. İşte bana "Yapma, rezil olacaksın gitme" dediler. O zaman çok duygusaldım, çok acemiydim. Bir problem yaşıyordum programda ve eve gidip saatlerce ağlayabiliyordum. Bunu gördüklerinde bana "Biz sana yapma dedik" dediler. Sürekli caydırıcı sözler kullandıklarında o zaman dedim ki "Ben eve gelip böyle her ağladığımda, her bir şey yapmaya çalıştığımda onlar beni yalnız bırakacak." -Ama bu yarışmadan önce ayrıldınız değil mi? Evet baya önce ayrıldım. Ama sonra ailemle tekrar görüşüyordum. Sonra farklı bir olay oldu. 'Bu Tarz Benim' programında ailemle ilgili bir şey açıklamıştım. Ve o zamanlar tecrübem olmadığı için, hani buradan gidecek, işte o oraya yayılmayacak, oranın arası bozulacak, böyle olacak, telefon gelecek diye inanın hiç düşünmedim. Ama babamın bana söylediği tek şey "Bizim kızımız öldü"ydü. Orada söylediğim şeyin çok büyük bir şey olabileceğini ben düşünmedim. Kötü oldu benim için.
7 2
-Şimdi hiç görüşmüyor musunuz? Hayır, hiç. Birinciliğimi kutlamak için aramadılar. Yani toplasak bir yıldır falan görüşmüyoruz. Görmedim. -Özlemiyor musun? Sürekli geliyor aklıma. Özellikle böyle kız arkadaşlarımın, arkadaşlarımın ortamda annesi babası aradığında eksikliğini o zaman hissediyorum. Hani normalde yokken kendimi avutabiliyorum. Bir erkek arkadaşım var, ihtiyaç duymuyorum. Çünkü o bana hem annelik, hem babalık yaptı. Ne bileyim ihtiyacım olan her şeyi konuşuyoruz, bazen kankamla konuşuyoruz. Ama hiç eksikliğini hissetmiyorum. Ama bir ortama giriyoruz, biri diyor ki işte "Annem arıyor", biri diyor "Babam arıyor". Konuşuyorlar ve otomatikman karşımdaki insan bana bir şey hatırlatıyorsa ben onun ailesiyle ilişkisini merak ettiğim için sürekli kulağım orada kalıyor.
7 3
-Evden ayrılırken anneniz babanız itiraz etmedi mi? Babam "Bu evden çıkarsan bir daha bu eve geri gelme" demişti. Ben de dinlememiştim. -Peki ne için? Şöhret için mi? Değil. Ben çalışmak istiyorum. Onlar beni evden çıkarmak istemiyorlardı yani. Karadenizliyiz ve Kilyos gibi bir yerde yaşıyoruz. Annem ve kızkardeşimi de dışarı pek çıkarmıyorduk. Okula gidip geliyordu. Eve geliyordu, tekrar dışarı çıkmak, gezmek bu tarz şeylere çok çok izin veren bir aile yapısına sahip değildim. -Tutucu bir aile. Aynen. Küçüklüğüm hep orada geçtiği için bizi biliyorlardı, tanıyorlardı. Giyim tarzım yanlış geliyordu ama ben öyle giyinmek istiyordum.
7 4
-Sonra Periscope'ta göğüslerinizi açtınız? O zaman babanız olsam, ben sizi arardım mesela. Yok aramadı. Herkesin yaptığı hatalar vardır, bu da benim en büyük hatam. Dışarıya çizdiğim profili anlayamamamdan, kendi kimliğimi bulamamamdan kaynaklıydı aslında. -İnsan nasıl karar veriyor? Nasıl bir anda Periscope'ta onu yapıyorsunuz? En başta kimsesiz ve özgürsünüz. Yol çizeniniz, kısıtlayanınız yok. Ve kısa bir dönem de olsa size verilen bir popülerlik var. Bundan yola çıkarak özgür hissediyorsun kendini. Bir taraftan da bir şeyleri bastırıyorsun ya, o bastırdığında "Ben özgürüm, ben yaparım" diye bir his geliyor sana. Bir özgüven geliyor. Saçma sapan şeyler yapıyorsun ama yaptığın şeylerin sana dönebileceğinin farkında olmuyorsun. Ben onu açarken, işte bilmem ne yaparken hiçbir şekilde düşünmedim ki bu bana geri gelecek. Ben bu kadar çok kendimi önemli görmüyordum. Geçer gider, biri izler, kapanır gibi görüyordum. Ama bu öyle bir şey değilmiş. Ben bu programda dışarıdan beni insanların nasıl gördüğünün öneminin ne olduğunu çok iyi gördüm.
7 5