Doktor Vieu ve Gabbai hastalığın epidemiyolojisini araştırmaya başladı. 19 Ağustos'ta ise suçlunun ekmek olduğu sonucuna vardılar. Sorgulanan tüm hastalar, Pont-Saint-Esprit'teki Briand fırınından ekmek satın almışlardı. Komşu bir köyde yaşayan 9 kişiden 4'ü hastalanan bir aile, Briand fırınından ekmek yiyen tüm üyelerin hastalandığını, başka bir fırından ekmek yiyenlerin hiçbirinin hastalanmadığını belirtti. 7 kişilik başka bir ailede de 5 kişi Briand'ın ekmeğinden bir somun paylaştı, diğerleri biskotu tercih etti ve sadece 5'i hastalandı.
Bu olay tarihe Lanetli Ekmek Olayı olarak geçti. Olay sonucunda, 7 kişi halisinasyonlar nedeniyle yaşamını yitirdi, 200 kişi çeşitli hastalıklara yakalandı ve 50 kişi ise akıl hastanesine kapatıldı.
Makaleye göre, pek çok kişi fırından dağıtılan ekmekler nedeniyle zehirlenmişti. Ekmekten yenilen miktar ise insanların akli dengesini belirleyen etken oluyordu. Az yiyenlerde 6 ile 48 saat arasında mide bulantısı, kuvvetli baş ağrısı, uyuyamama gibi semptomlar görülüyordu. Çok yiyenlerde ise durum kontrol altına alınamıyordu.
Lanetli Ekmek olayıyla ilgili bir bomba iddia ise CIA'nin insan beynini kontrol etmek için böyle bir yöneteme başvurması. İddaya göre CIA beyin yönetimini konu edindiği bir deney için ekmeklere bilerek oldukça halüsinojen bir madde olan LSD (Liserjik asit dietilamid) eklemişti.Ancak 2008'de Pont-Saint-Esprit olayıyla ilgili bir kitap yayınlayan Amerikalı akademisyen Profesör Steven Kaplan bu olayda ne ergot ne de LSD'nin sorumlu olduğunu söyledi; Profesör Steven Kaplan, Ergot kontaminasyonunun, burada iddia edildiği gibi bir fırında yalnızca bir çuval tahılı etkilemeyeceğini söylüyor. Ona göre, eğer ergot kontaminasyonu olsaydı salgın çok daha yayılırdı. Kaplan, insanların yaşadığı semptomların benzer olsa da ilaca tam olarak uymadığı gerekçesiyle LSD'yi de eliyor.