Adnan Oktar’ın en büyük mağdurlarından biriydiniz. Yıllarca mücadele verdiniz bu uğurda ve yıllar sonra belki de beklediğiniz olay gerçekleşti. Bu operasyondan dolayı mutlu musunuz, bekliyor muydunuz, neler hissediyorsunuz?
Evet, bu mücadelenin en büyük neferi ve emektarı olduğum söyleniyor. Bu sözlere çok teşekkür ediyorum. Ancak bu konuda hiç de mütevazı olamayacağım, ben de öyle düşünüyorum.
Biliyorum o günlere dönüp daha da üzülüyorsunuz ama sormadan edemeyeceğim. Adnan Oktar size neden bu kadar takmış, derdi neydi?
Bunu söylerken hicap duyuyorum. Bana, “Seni televizyonda ve gazetede gördüm. Çok beğendim, pijamanı al gel, benimle burada yaşa. Altına jaguar çekeceğim, Versace’den aşağı giyinmeyeceksin, seni baştacı edeceğim” demişti. Ben kabul etmeyince hırsından gözü dönmüştü.
"Aldığım duyuma göre çok isteyip de elde edemediği tek kadın benim ve yine aldığım duyuma göre birçok kediciğini zaman içinde bana benzetmeye çalışmış."
ŞİMDİ EVLİ ÇOCUKLU VE MUTLU BİR HAYATI VAR
ABD’de evli, çocuklu, mutlu bir hayatım var. Her şeyi geride bıraktım. Son mesajım şu: “Bir başkasına yapılan haksızlık karşısında susup oturursanız, aynı şey yarın sizin de başınıza gelebilir.” Bu söz rahmetli gazeteci Yavuz Gökmen’in 25 yıl önce uğradığım haksızlık karşısında köşesinde kaleme aldığı yazıdan bir bölüm. Ama bende yıllardır hep şunu söylemişimdir; “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın dersen, o yılan bir gün gelir seni de sokar. Allahım bu güruhun şerrinden beni ve her masumu korusun!”