Son zamanlarda kadına şiddete olan hassasiyetin artmasıyla beraber kadının sesini duyurmak ve önlemini almak için elden geldiği kadar bilgilendirmelerin yapılması, desteklenmesi birlik ve beraberliğin iç içe olması sağlanarak farkındalığın arttırılması sağlanmaktadır. Kadına şiddet meselesine uzanan göndermeleri olan, soluksuz okunacak yeni polisiye romanı Mantolu Kadın’ı hep kitap logosuyla okurlarına ulaştıran Elçin Poyrazlar, psikiyatrist Gülcan Özer’le “Polisiyenin Psikiyatrisi: Mantolu Kadın’da Psikolojik Şiddet ve Kadın Merkezli Polisiyeler” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirecek.
15 Kasım Perşembe akşamı saat 19.00’da Akaretler’de bulunan Minoa’da gerçekleşecek söyleşide Poyrazlar ve Özer, Mantolu Kadın üzerinden şiddeti konuşacaklar. Söyleşinin ardından Elçin Poyrazlar, yeni romanını da okurları için ilk kez imzalayacak.
Polisiye edebiyatın iddialı isimlerinden, başarılı gazeteci ve yazar Elçin Poyrazlar’ın
üçüncü romanı 'Mantolu Kadın', 9 Kasım’dan itibaren hep kitap logosuyla raflarda
yerini alıyor. İngiltere Polisiye Yazarları Derneği’nin (CWA) üyesi ve Türkiye’de Polisiye Yazarları Birliği’nin kurucuları arasında yer alan Elçin Poyrazlar; yeni romanı Mantolu Kadın üzerinden psikiyatrist Gülcan Özer’le “Polisiyenin Psikiyatrisi” üzerine bir söyleşi gerçekleştirecek. Elçin Poyrazlar ve psikiyatrist Gülcan Özer’in “Polisiyenin Psikiyatrisi: Mantolu Kadın’da Psikolojik Şiddet ve Kadın Merkezli Polisiyeler” başlıklı söyleşisi, 15 Kasım 2018 Perşembe akşamı 19.00’da Minoa’da gerçekleşecek. Poyrazlar, söyleşinin ardından kitabını da imzalayacak.
KİTABIN KONUSU NE?
Geleceği parlak bir cerrahla çok genç yaşta evlendirilen bir kadın, kocasının iktidarsız olduğunu evlendikten sonra öğrenir. Kocasının kaba davranışları kocasından iyice uzaklaştırır genç kadını. Zaman içinde kocası küçük kente tayin edilir. Genç kadın oturdukları apartmanda, kendisi gibi genç ve gizemli bir kadın görür ve ondan çok etkilenir. Saplantı haline getirdiği kadınla nihayet tanıştığında
onun kocasından şiddet gördüğünü öğrenir. Birlikte kurtuluş planları yapan iki kadının önlerinde ne yazık ki büyük engeller vardır.
Kurtuluş planları suya düşen genç kadın cerrah kocasıyla tekrar İstanbul’a taşınır. Birkaç yıl sonra bir avukat, yaşadığı binanın otoparkında ölü olarak bulunur. Ardından çalıştığı hastanenin önünde bir cerrah aynı şekilde öldürülür. Bu cinayetlerin peşine düşen Başkomiser Aydın Andız, bir yandan cinayetlerin arasındaki bağlantıyı çözmeye çalışırken, bir yandan da kendi şeytanlarıyla boğuşmaktadır.