31. Ulusal Gastroenteroloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Hakan Şentürk, "Kafa karıştıran spekülatif diyetlere itibar etmeyin, kendi kendinizin doktoru olun. Acıkınca yemek yiyin, çok lezzetli gıdalardan uzak durun ve doyduğunuzda yemeyi bırakın" dedi.
Türk Gastroenteroloji Derneği(TGD) tarafından düzenlenen Uluslararası katılımlı 31. Ulusal Gastroenteroloji Kongresi, Antalya Belek’te gerçekleştirildi.
Kongre Başkanı Prof. Dr. Hakan Şentürk, rof. Dr. Şentürk, sık sık gündeme gelen ve kafa karıştıran diyetlerden uzak durulması önerisinde bulunarak, son zamanlarda sıkça gündeme gelen diyetlerin spekülatif olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Şentürk, "Onu yemeyin, bunu yiyin. Bunların sonu gelmez. Acıkınca yiyorsanız, karnınız doyduğu zaman sofradan kalkıyorsanız ve hep hareket halindeyseniz sorun yok ama bunları yapmıyorsanız Karatay ya da başka diyet önerilerinin eline düşeceksiniz” diye konuştu.
121
Kilo alımında en büyük etkenin hareketsiz yaşam olduğunu kaydeden Prof. Dr. Şentürk, "Organizmanın şişmanlığa karşı koruyucu bir önlemi yok. Elini uzattığınız her yerde kalorili gıda bulacağınız yer var. Acıkınca yemiyoruz. Masaya oturduğumuz zamana iyi yiyoruz.
Beslenme ilgili çok çeşitli reçeteler, çok spekülatif reçetelerdir. Ekmek yemeyin, zeytinyağı yiyin, tereyağı yemeyin türü benzer spekülasyonların sonunun gelmesi mümkün değil.
Günümüzde tereyağı yemek doğru değil. Çünkü günümüzde çok oturuyoruz. Yani aslında bir eski deyim var. ‘Kendinizin doktoru olun.’ Eğer acıkınca yemek yiyorsanız sıkıntı yok, fakat gözünüz doyuncaya kadar yiyorsanız sıkıntı vardır. İnsanı algılama organları kendisini yanıltabiliyor.
Doğal bir sebze ve meyve için bunu söyleyemeyiz tabi ama onun haricinde aldığınız gıda çok lezzetliyse zararlı demektir. Aldığınız gıdanın şekeri, tuzu az derseniz o sağlıklıdır. Çok lezzetli gıdadan uzak durun" şeklinde konuştu.
122
Gıdalara konulan katkı maddeleriyle ilgili de önemli bir açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Şentürk, "Ben meyve suyu içmem, meyve yerim örneğin. Herkese her şeyin doğalını öneririm, ancak günümüz beslenme sisteminde doğal gıda alabilmek pek mümkün değil.
Aldığımız birçok gıdada katkı maddesi var maalesef. Bunlardan kaçamayacağımıza göre hacmini azaltacağız. Çok fazla tüketmeyeceğiz. Örneğin her gün yarım kilo yemek zorunda değiliz. Her şeyi ölçüsüyle tükettiğiniz sürece içinde kanserojen madde bile olsa size çok fazla zararı olmaz" dedi.
123
Prof. Dr. Hakan Şentürk, dünyada toplumsal refah arttıkça gastrointestinal sistem hastalıkların (reflü, irritabl barsak hastalığı) da arttığını, yeme alışkanlıklarının değişmesi, artan stres, kanserojenlerle temasın çoğalmasının irritabl barsak hastalığı gibi fonksiyonel, pankreas, kolon tümörü gibi organik hastalıkların görülme sıklığını arttırdığını söyledi.
Prof.Dr. Şentürk, Türkiye'de, dünyada uygulanan tüm minimal endoskopik tedavilerin uygulanabilir hale geldiğini de vurguladı.Barsaklarda kilolarca bakteri bulunduğunu ifade eden Prof.Dr. Şentürk, "Bunların sayıları ve çeşitliliği vücudumuzdaki hücrelerden kat kat fazla. Artık insan kendi hücreleri ve bağırsaklarında bulunan bakterilerle birlikte bir süper organizma olarak kabul ediliyor ve barsak bakterilerinin vücudumuz kadar önemli olduğu kabul ediliyor.Bağırsak bakterileri çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişmesinde önemli bir faktör olduğu gibi erişkinde de, şişmanlık ve şeker hastalığı gibi metabolik olaylarda önemli bir rol oynuyor.
Aynı zamanda bağırsak bakterileri, hassas barsak sendromu ve iltihabi barsak hastalıkları gelişiminde de etkili olabiliyor. Süpermarket tipi beslenme sonucunda bağırsak bakterilerinin çeşitliliğinin azalması çeşitli hastalıklara yol açabiliyor" dedi.
124
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.