Şiddet varsa Huemer Winans’a göre, “İstismara açık ilişkilerde şiddet döngüsü sürekli tekrar edeceği için düzelmeyecektir”. Fiziksel şiddet olmasa dahi, sözlü ve duygusal şiddet de mental ve duygusal iyiliğinize zarar verecektir. Bağımlılık gibi, bu durumda da çocuklar şiddete uğramıyor bile olsa, ebeveynleri arasındaki şiddet nedeniyle risk altında olacaklar. Bir çocuk şiddete maruz kalırsa veya gözlerinin önünde yaşanmasını deneyimlerse, mutsuzluk ve kendine çok düşük bir güvenle büyüyecek. Bu tarz bir aile çocuk için zehirli ortam yaratır. Böyle durumlarda resmi kurumlardan ve sivil toplum örgütlerinden destek almanız da önemli olacaktır.

Çocuk sahibi olma anlaşmazlığı Çocuk sahibi olmak için yaş ve dönemsel durumlar önem kazanıyor. Eşlerden birinin çocuk sahibi olmak istemesi diğerinin istememesi problemlere yol açabilir. Bunun eşler arasında karşılıklı sıkıntılara yol açmaması için iletişim kanalları açık olmalı ve partnerler birbirini anlamalıdır. Yoksa pişmanlık ve suçlama gibi duygular devreye girebilir. Huemer Winans, “Eğer siz çocuk sahibi olmak istiyorsanız ve partneriniz istemiyorsa, ikiniz de bu evlilikte mutluluğu yakalamakta zorlanacaksınız demektir. Bir evliliği yürüten şeylerden belki de önemlisi, kişilerin benzer bir aile yapısı projeksiyonuna sahip olmasıdır.” diyor.

Pişmanlık duyulmayan sadakatsizlik Sadece fiziksel miydi yoksa başka bir kişiyle duygusal bir bağ mı kuruldu? Tek gecelik bir ilişki miydi yoksa yıllarca süren gizli bir aşk hikayesi mi? Ve daha da önemlisi bunlar yaşandıktan sonra olaya nasıl yaklaşıldı? New Yorklu bir psikoterapist ve yazar olan Rachel A. Sussman’a göre, aldatmak otomatik olarak evliliği bitirecek bir durum olmak zorunda değil. Huemer Winans çiftlerde pişmanlık, sorumluluk, güven, mantıklı yaklaşım ve evliliği tamir etme isteği gibi duyguların evliliği sürdürme kararında etkili olacağını söylüyor. Eğer bu yaklaşımlar başarılı olmuyorsa, ayrılma vakti gelmiş olabilir.

Eşlerin birbirinden uzaklaşması Dramatik duyuluyor olabilir fakat bazen evlilikler yıllar içerisinde sessiz bir şekilde çözünebilir ve geri dönüş de yoktur. Genç yaşta beraber olan çiftler için geçerli bir durum. Rachel A. Sussman’a göre “Eğer 20’li yaşlarının ortalarında beraber olmaya başladılarsa, 30’lu yaşların ortalarında kendileri değişmiş olabilir ya da partnerlerinden beklentileri değişmiş olabilir.” Bir süre paralel hayatlar yaşanıp, farklı ilgiler takip edilebilir fakat bu durum iyi sonuç vermeyecektir. Çiftler arasında kopuşlar ve aşılamayacak duygusal bariyerler oluşabilir. Üzücü de olsa, iletişim sayesinde anlaşılarak yollar ayrılabilir.