Her neyse, bu çocuk da bana anlatıyor da anlatıyor. Kendince yaşamış büyük aşkını, kız da bundan artık sıkılmış mı ne yapmışsa ayrılmış. Bu garibim de Yeşilçam filmlerini aratmayan acılar içerisine düşmüş. Ama ne acı… Sanırsın ki, kız Hülya Koçyiğit, bu da Ediz Hun öyle acılar çekiyor. Ben de ezik ezik kıza dönmesi için akıllar veriyorum. Alemin tavşanı ben miyim, bana ne oysa ki! Çocukla iki hafta boyunca her gün yazışmaya başladık. Bir haftanın sonunda artık kızdan bahsetmemeye başladı, bağımlılığından kurtulmuş bir hasta gibi dışarı çıkmaya hazır olduğundan bahsetmeye başladı. Ben de onun sevimli hemşiresi olarak dışarı çıkma teklifini kabul ettim. Fakat sonra unuttum! Biz çocukla sabah kahvaltı için anlaşmıştık fakat ben sabah uyanabileceğimi sandığım saatlerde hala uyuyor olduğum için çocuğu ufaktan ekmiş oldum. Çocukcağız beni beş milyon kez aramış. Hayatım boyunca tanımadığım birinden trip yiyeceğim aklıma gelmezdi. Çocuğu ektiğim için üzüldüm, özürler diliyorum tık yok, hiçbir mesajıma, telefonuma cevap vermiyor. Gerçekten “Helal olsun” dedim, ben olsam dayanamam 2 tane A4 sayfasına sığacak kadar haddini bildirecek maili yazar, üzerine Instagram hesabımdan “Bak, ben çok eğleniyorum. Hahahah” konseptli fotoğraflarımı paylaşırdım. Erkeklerin tripleri çok sessiz ve sıkıcı. Susuyorlarsa gerçekten asaletlerinden olabilir. Eski ilişkilerim ve babamdan da biliyorum, erkekler trip atarken gerçekten sıkıcı ve sinir bozucu olabiliyorlar. Adam gibi kavga edip ağız dalaşına girmek varken neden bu sessizlik diye insan sormuyor değil. Neyse iyi haber bu bana trip atan çocuk eski sevgilisiyle barıştı, geçen hafta da evlendiler. Kötü haber ise benim, şimdi bu şehirde sessiz tripleri çeken yeni evli bir kadının çığlıklarını duyabiliyor oluşum!
3 3