Bu soruların cevabını bilmeden evlenmeyin!

Bir masala mı “evet” diyorsunuz? İnanılmaz bir aşk yaşadınız, hayatın bütün zorluklarına karşı beraber çarpındınız. Şimdi evlenme kararı verme aşamasındasınız. Ancak mutlu bir evlilik için bu yeterli olmayabiliyor. Evlilik kararı almadan önce şu soruların yanıtını bulmuş olmalısınız: İleride yüzleşebileceğiniz muhtemel sorunların benzerlerini ilişkinizde yaşadığınız zamanlar nasıl davranışlar sergilediniz? Ya da sevgiliniz benzer anlarda ne kadar olgun davranabildi? Bütün bunların yanıtları elbette sizde saklı. Evlenmeden önce de tüm bu gerçekleri mantık çerçevesinde değerlendirmeli ve evlenme kararınızın risk içerip içermediğine karar vermelisiniz.

Bir gün değişir mi acaba? Banyodaki havlularını değiştirmeyen, çoraplarını oraya buraya savuran sevgilinizi bir nebze olsun değiştirmeyi başarmış olabilirsiniz. Ama gözlemlediğiniz olumlu gelişmeler ne kadar yeterli? Sizi rahatsız eden alışkanlıklarını kısa sürede değiştirse de, uzun vadede bu alışkanlıklarına geri dönmeyeceğinin garantisi var mı? Kendinizi evlilik konusunda bu gerçeklere göre ayarlamalı ve bir anlamda risk aldığınızın farkında olmalısınız. Onu ne kadar tanıyorsunuz? Yaşam tarzınıza, günlük alışkanlıklarınıza ve özellikle de temizlik konusundaki tavrına tam olarak hakim olamadığınız birisiyle uzun yıllar aynı evi paylaşabileceğinizden ne kadar eminsiniz?

Evlenmek sosyal çevrenizi heyecanlandıracak mı? Kendinizi sevdiğiniz insana bağımlı, hatta takıntılı hissetmeniz normal. Bu tutkulu hisler aylar da sürebilir, yıllar da. Birisiyle ilişkiye başlandığı andan itibaren, o kişiyi sosyal çevrenize adapte etmeye başlarsınız. İş bu birlikteliği ölümsüzleştirmeye, yani evlilik kararı almaya geldiğinde ise, arkadaşlarınızın kurulacak bu yepyeni ilişki biçiminden memnun olduklarını bilmeniz gerekiyor. Evliliğinizin kişisel bir karar olduğunu düşünebilirsiniz. Bu konuda haklısınız da. Ama evlendikten sonra sosyal hayatınızın eskisi ile aynı olacağını düşünmemelisiniz. Evlilik birçok noktada farkını hissettirecek.

Ortak bir geleceği sahip misiniz? Söz konusu evlilik olduğunda ne yazık ki aşk ve romantizm tek başına evliliği sürdürmede yeterli olmuyor. Ortak çıkarlar, ortak noktalar, hayattan beklentiler, hayaller, uzlaşılar gibi birçok boyut, evliliğin ömrünü belirlemede kilit rol oynuyor. Gerçek anlamda çift olabilmek için, tüm bu boyutlarda uzlaşı sağlanması gerekiyor. Gelecekten ve hayattan ne beklediğini bilmeniz için öncelikle kendinizi çok iyi tanımalısınız. Evlilik ilişkisinde de kendinizi en iyi şekilde ifade edebilmenin ve partnerinizle ortak bir noktada buluşabilmenin yolu bundan geçiyor. Kararları doğru alabilmeniz içinse yeterince olgunlaşmış olmanız ve kendinizi güvende hissetmeniz gerekli. Bu yüzden istatistiklere göre, 28 yaşından sonra evlenen kadınlarda boşanma oranı daha düşük seviyede gözlemleniyor.