İlk üç ay saat 24:00'den sonra iki-üç kez olan uyanmaların, altı aydan sonra genellikle bire düştüğünü belirten Dr. Nevin Akyol, konuyla ilgili bilgi veriyor.
Gece uyanmaları ve kesintisiz uyku
"Bebeğin fiziksel gereksinimlerinin karşılandığından yani karnının tok, altının kuru, ortam ısısının yeterli olup olmadığını anlamalıyız. Bebeğin kısa bir süre sonra tekrar uyuyabileceğini düşünerek aşırı gürültü, ışık gibi uyarılar vermemeliyiz. Bebeğin kendini güvende hissedebilmesi için ağladığında yanına gitmeliyiz. Büyüklere özgü kesintisiz uyku bazı çocuklarda üç yaşı bulmaktadır."
Dr. Akyol, bebeği sakinleştirerek iletişim kurulmasını ve yatığından alıp kendi yatağınıza yatırmamanız gerektiğini belirtiyor.
Uyku miktarı
"Yeni doğan bebekler ortalama 18 saat, altı aydan itibaren genellikle 10-12 saat uyurlar."
Öğle uykusu
Bebeklerin uyku ihtiyaçlarının yetişkinlerde olduğu gibi değişken olduğunu belirten Dr. Nevin Akyol, bazı bebeklerin 15 dakikada bazılarının ise iki saat uyuyarak ihtiyaçlarını karşıladığını belirtiyor.
Gece öğünü
"Yeni doğan sağlıklı bir bebek iki-üç saatte bir uyanır, anne sütü alır ve uyumaya devam eder. Gece beslenmesi genellikle altıncı ve sekizinci aydan sonra gerekli değildir. Çocuğun her uyanması açlık olarak algılanmamalıdır."
Uyku ortamı
"Ortalama 20 derecelik ısısı olan sessiz, loş bir ortam uyku için idealdir. Her gün aynı ortam ve aynı saatte uyutmaya çalışmalıyız. Yatak güvenli, kenarları yumuşak ve yatak örtüleri pamuklu olmalıdır. Yastık kullanmak tehlikeli olabilir. Bebeğin sevdiği yumuşak bir oyuncak yatağa konulabilir. Başka bir çocukla aynı yatakta asla yatırmamalısınız. Uykunuz ağırsa asla yatağınıza almamalısınız. Uykudan önce banyo rahatlatıcı olabilir. Hafif bir müzik, hafif sallama hareketleri uykuya dalmayı kolaylaştırabilir. Uykudan önce aşırı heyecan yaratıcı aktivitelerden, büyük çocuklarda bilgisayar oyunları ve televizyondan kaçınmak gerekir."
Uykusuzluk bebeklik döneminde başlıyor
Uykunun insan yaşamında çok önemli bir yeri vardır. Erişkin bir insan yaşamının yaklaşık üçte birini uykuda geçirmektedir. Bu dönem içerisinde hem beynin işlevleri hem de beynin işlevlerine bağlı olarak organizmadaki diğer sistemlerin işlevlerinde çok ciddi değişiklikler olmaktadır.
Uyku hastalıklarını inceleyen bilim dalı ‘uyku hastalıkları’ bilimidir. Uyku hastalıkları içerisinde uykusuzluk (insomni) çok sık görülmekte, bu hastalık filmlere, edebiyat eserlerine ve sanat akımlarına konu olmaktadır. Uykusuzluk insan yaşamını ciddi şekilde etkileyen bir tablodur.
Uykusuzluk denilen tablo, aslında beynin uyanıklığını sağlayan merkezlerin normalden daha fazla aktif olması sonucu ortaya çıkmaktadır. Beyinde uyanıklığı sağlayan merkezlerin oluşturduğu sempatik aktivitenin uykusuzluk çeken kişilerde daha fazla olarak ortaya çıktığı gözlenmektedir. Bu nedenle insomni hastalarının bazılarında “Çocukluğumdan beri annem benim az uyuduğumuz söyler” sözü çok sık duyulur. Çünkü bunların bebeklikten gelişen-uyanıklığı sağlayan merkezleri, uyanıklığı sağlayan hormonları daha aktif durumda bulunmaktadır.
Uykusuzluk tedavisi son dönemlerde çok önemli değişiklikler göstermekte, gelecek yıllarda bu hastalığın kökünden çözülmesi için kesin verilere ulaşılabilecektir.