Yaşlanmak ne demektir?
Aslında yaşlanma doğum ile başlayan bir süreçtir. Ancak esas olarak büyümenin tamamlandığı 20 li yaşlardan sonraki dönemi içerir. İlerleyen yaş ile birlikte hücre, doku, organ ve sistemlerde meydana gelen ve geriye dönüşü olmayan kayıpların bütünü yaşlanma olarak tanımlanabilir. Yaşlılık dönemi 65 yaş sonrasını içermektedir. Hatta 65-75 yaş arası genç yaşlı, 75-85 yaş arası orta yaşlı, 85 yaş üzeri ise yaşlı yaşlı olarak isimlendirilmektedir.
Yaşlanmayı etkileyen faktörler nelerdir?
Yaşlanmayı etkileyen birçok faktör vardır. Bunlar arasında önemli olanları genetik, çevresel faktörler (güneş, çevresel toksinler, yaşam koşulları vb) beslenme alışkanlıkları, geçirilen ve halen devam eden hastalıklardır. Genetik şifrede yaşlanma ile ilgili taşıdığımız özellikleri değiştirmemiz şuanki bilgilerimize göre olanaklı değildir ancak diğer etkenlerin önemli bir kısmını kontrol etmek, iyileştirmek bizim elimizdedir.
Yaşlılığın ayrı bir bilim dalı olmasının nedeni nedir?
ABD ve Avrupa’da 65 yaşın üzerinde olan nüfusun genel nüfusa oranı yüzde 15’lerın üzerindedir. Bazı Kuzey Avrupa ülkelerinde bu oran yüzde 20’ler civarındadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşlı nüfusun oranının artması ile birlikte bu grupta görülen hastalıklarda da artış olmuştur. Hipertansiyon, kalp yetmezliği, diyabet, bunama, sindirim sistemi, kas iskelet sistemi ile ilgili problemler, duyu organları ile ilgili kayıplar daha fazla görülmeye başlandı. Hastanelere başvuran hastaların hemen hemen yüzde 50’den fazlasını 65 yaş üzerindeki insanlar oluşturuyor. Sağlık harcamalarının önemli bir kısmı bu grup için olmaktadır. Dolayısıyla koruyucu önlemlerin daha erken alınması, bu yaşlara daha hazırlıklı girilmesi, bu yaş grubunda hastalıkların daha iyi izlenmesi kapsamlı geriatrik değerlendirmenin yapılması ve yaşam kalitesinin daha da iyileştirilmesi, sağlıklı yaşlanma bilincinin arttırılması , sağlık harcamalarının daha optimal kullanılması ve nihayet bu yaş döneminin biyolojik temellerinin daha iyi anlaşılmasına yönelik araştırmaların planlanması ihtiyacı geriatri bilimini ortaya çıkarmıştır.
Kaliteli yaşlanmak için neler yapmalıdır?
Kaliteli yaşlanmak için kişinin gençliğinden itibaren dengeli beslenmesi, yaşa uygun egzersiz yapması, belirli aralıklarda sağlık taramalarını yaptırması ve ortaya çıkan patolojinin zamanında ve uygun tedavi edilmesi önem taşıyor. Bu kapsamda sadece beden sağlığının değil ruh sağlığının da göz önünde bulundurulması gerekir. Tam bir sağlık hali beden ve ruh sağlığını içermektedir. Kişi kaygı üzüntü, depresyon, fobiler, panik bozukluk gibi sorunları yaşıyorsa bu duygulanım bozuklukları genel fiziki performansını olumsuz yönde etkilemektedir. Hafif düzeyde olan kısa süreli duygu durum bozukluklarının önemli bir kısmını birey kendi çabası ile telaffi mekanizmalarını kullanarak ve yakınlarıyla paylaşmak süretiyle çözebilir fakat bunu başarma şansı az ise mutlaka psikiyatri hekimlerinden yardım alınmalı problemin boyutu büyümeden tedavi edilmelidir. Özellikle yaşlılık döneminde depresyon sık görülmektedir ve demans ile karışabilmektedir. Bu ayırımın iyi yapılması gerekir.
Bu dönemde uzman olarak sizler nasıl bir reçete sunuyorsunuz?
Öncelikle kişinin genel sağlık kontrolünden geçmesi gerekir. Beslenme durumunun ortaya konması gerekir. Yaşlılık döneminde beklenmeyen kilo değişimlerinin ( alma / verme) kolay tolere edilmediği ve genellikle bir patolojiye işaret ettiği bilinmektedir. Kilo alma durumunda diyabet, hipotiroidizm, kalp ve böbrek yetmezliği gibi patolojik durumları, kilo verme durumunda da hipertiroidizm, infeksiyon, maligniteler, mide barsak hastalıkları gibi durumları düşünmek gerekir. Kişinin kronik hastalıklar bakımından kontrol edilmesi, varsa uygun beslenme ve tedavi şeklinin uygulanması gerekir. Mental kapasitesinin değerlendirilmesi içim minimental test yapılarak demans hakkında fikir sahibi olunması gerekiyor. Geriatrik depreyon skalası kullanılarak duygu durumu hakkında bilgi sahibi olunmalı ve tedavi gerekirse erken dönemde başlanılmalı ve duyu fonksiyonlarında kayıp varsa ( görme, işitme) düzeltilmeli, cıhaz kullanılmalıdır.
Osteoporoz taraması yapılmalı, varsa uygun şekilde tedavi edilmeli, dışkılama ve idrar fonksiyonu değerlendirilmeli, inkontinans varsa bunun rehabilitasyonu yapılmalı, denge problemi varsa (vertigo, postural hipotansiyon, ayak problemleri) nedeni araştırılmalı ve tedavisi yapılmalıdır.
Bu dönemde önemli risklerden bir tanesi de çoklu ilaç kullanımıdır. Bütün ilaçları dikkatle sorgulanmalı, gerekli olanlar uygun dozda, uygun süre ile kullanılmalı, yan etki bakımından gerekli uyarılarda bulunulmalıdır. Profilaksi uygulamalarının yapılmış olup olmadığının kontrol edilmesi gerekir. Aşı, anti koagülan, ülser profilaksisi, anti agregan kullanımı gibi. Yaşam ortamının düşmelere karşı riskler içermeyecek şekilde düzenlenmesi için teşvik edilmelidir. Hastalıkları ile ilgili kontrol periyodları ve yapılması gereken tahliller hakkında bilgi vermek gerekmektedir.