Gül hastalığı olarakta bilinen bu hastalık yüzde kızarıklıkların oluşmasıyla meydana gelen bir tür cilt hastalığıdır. Daha çok 30'lu yaşlardan sonra ortaya çıkan bu hastalık hakkında tüm merak edilenleri siz elmaelma.com okuyucularımız için hazırladık. Peki gül hastalığı olarak da bilinen rozasea hastalığının tedavisi nasıldır? Rozasea nedenleri nelerdir? Gül hastalığı hakkında tüm merak edilenleri Dr. Hülya Sağlam'dan öğrendik!
ROZASEA YÜZDE KIZARLIK İLE KENDİNİ BELLİ EDİYOR
Cildimiz kapladığı alan itibariyle vücudumuzda büyük bir kısmı oluşturmaktadır. Çevresel şartlar,yaşadığımız strese kadar her türlü olumsuz etkiyi de sünger gibi içine çekmektedir. Özellikle yüz bölgesinde oluşan sorunlar, estetik açıdan hoş durmadığı için kişide mutsuzluk yaratmaktadır. Yüzde kızarıklık, yanma, batma hissi, damarlarda belirginleşme, sivilce benzeri oluşumlar ile karakterize rozasea hastalığı da bunlardan biri. Aslında en fazla kullanılan adı ''gül hastalığı''dır. Bu hastalığın nedeni damarsal aşırı reaksiyon olduğu düşünülüyor. Bununla birlikte mide hastalıkları, tansiyon, maytlar ve ciltte bulunan bir parazit enfeksiyonu da hastalığın nedenleri arasında yer alıyor.
BU HASTALIĞA SAHİP OLAN KİŞİLER ÖMÜR BOYU KENDİLERİNE DİKKAT ETMELİDİR
Güneşin zararlı etkileri, çevresel kirlilik, stres ve soğuk havalar hastalığın görülme sıklığı ve şiddetinde artış yaratıyor. Üstelik bu sorunla karşı karşıya kalan kişilerin ömür boyu kendilerine dikkat etmeleri gerekiyor. Zira yüzdeki bu kızarıklıklar ne yazık ki tamamen geçmiyor.
TEKRAR EDEBİLEN BİR HASTALIKTIR!
Yüzdeki küçük, kırmızı bazıları da iltihaplı kabarcıklar yüzde oluştuğu zaman bir süre içerisinde, özellikle başlangıç aşamasındaysa kendiliğinden geçebiliyr. Fakat bu hastalık tekrar edebilen bir hastalıktır. Ancak herhangi bir gerileme yaşamayan hatta kılcal damar genişlemeleri ortaya çıkan kişilerin mutlaka bir uzmana başvurması gerekiyor.
SICAKTA VE SOĞUKTA YA DA GÜNEŞ ALTINDA ÇALIŞANLARDA DAHA FAZLA GÖRÜLMEKTEDİR
Rozasea genellikle 30-60 yaş arası kadınlardan daha sık görülmektedir. Bu sorun dünyada ortalama yüz kişiden üçünün şikayet ettiği bir sorundur. Zaman zaman coğrafi bölgelere göre bu oran yüzde 20 ye kadar yğkselebilmektedir. Hatalık, çık tenli kişiler, ailesel geçiş gösterenlere, çiftçi, inşaat işçisi gibi sıcakta ve soğukta ya da güneş altında çalışanlarda daha fazla görülmektedir. Bununlar birlikte fazla acı yiyenler, baharatlı yiyecekler tüketenlerde de görülen bir rahatsızlıktır. Hatalığın ilk evresinde yüzde kızarıklıklar oluşurken, ikinci evresinde ise, damarda genişlemeler sonrasında sivilcemsi kızarıklıklar olarak görülüyor. Yanma, kaşıntı gibi şikayetlerin de eşlik ettiği kızarıklıklar ağırlıklı olarak elmacık kemiklerinin üstünde ve burnun alt yarısında artıyor. Üçüncü evre olarak tanımladığımız aşamada ise hastanın yüzündeki kızarıklıkların arttığı görülüyor.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ KİŞİDEN KİŞİYE GÖRE DEĞİŞMEKTEDİR
Hastalığın tedavisi kişiden kişiye göre değişebilmektedir. Rozasea, medikal ve lazer teknolojinin kullanılarak tedavi edilmesi gereken bir hastalık. Sorunun şiddetine göre, antibiyotikler ve uygun krem jellerden yararlanıyoruz. Ancak hastaların tahriş edici ürünlerle alkol içeren toniklerden uzak durması ve topikal kortizonlu krem kullanmaktan kaçınmak önem taşıyor.Rozasea hastalığına sahip olan kişilerin sıcak içecek ve yiyeceklerden kaçınması gerekiyor. Alkol ve kafein almaması gerekiyor. Yine yüzlerini UVA ve UVB’ye etkili en az 30 faktörlü kremlerle güneşten koruması ve yaz ayları ve güneş altında daha yüksek koruma faktörlü kremleri tercih etmesi gerekiyor.