Vücudumuz, iç dünyamızın bir yansıması. Duygu durumumuz, stres ve düşüncelerimiz vücudumuzun bazı bölümleriyle bağlantılıdır ve vücudumuzu otomatik olarak etkiler. Çoğu zaman bilincinde olmadığımız bu durum vücudumuzda çeşitli problemlere sebep olur ve yaşam kalitemizi etkiler.
VÜCUDUNUZUN DUYGUSAL HARİTASI
“Bazı kişilik özellikleri ise vücudun belirli bölümlerinde kendini gösterir. Örneğin; inatçı ve yeniliklere kapalı bir insansanız boyun ağrısı sizin için oldukça tipiktir.
Çok fazla sorumluluğa sahip insanlar, görevlerini büyük bir titizlikler yerine getirmeye çalışanlar ise omuz ağrısı çekerler. Bir bakıma bütün işleri ve stres omuzlarındadır.
Omurgamız ise hayatımızın bel kemiğini oluşturur. Sevgi, suçluluk, korku hep bu bölgede yansıma bulur. Duygusal olarak kendini iyi hissetmediğinizde üst sırt ağrısı artar. Suçluluk ve geçmişe takılı kalma sırtın tam ortasında kendini belli eder. Bel ağrısı ise ekonomik ve mali problemlerle ilişkilidir. Vatandaşın belinin bükülmesi deyimleri buradan geliyor demek.
Günümüzün en büyük problemlerinden biri olan stres kaslar, bağlar ve eklemlerin yanı sıra iç organlarımızda da kendini gösterir. Stresten çoğumuzun midesine kramplar girer, iştahımız etkilenir, nefes alış verişimiz değişir, duygu durumumuz oldukça değişken hale gelir. Bütün bunlar ise stresin kan dolaşımı ve hormonal sistem üzerindeki etkilerinden kaynaklanmaktadır.
Vücudun tamamını dolaşan bu iki sistem stresin etkisi altında kaldığında işleyişlerinde aksamalar meydana gelir. Stres vücudumuzdaki sürekli tetikte ve savaşta olmamızı sağlayan sempatik sinir sistemini uyarır. Bu sistemin uyarılması vücudumuzun sürekli tehdit altındaymış gibi hissetmesine neden olur. Kaslardaki gerginlikler artar, vücut savaşa hazır halde bekler. Gevşemeye ve rahatlamaya izin vermez. Ancak tehdit ortadan kalktığında vücutta bir gevşeme sağlanır.
Bütün bunlar kısa süreli ortaya çıktığında hayatınızda birkaç günlük sıkıntıya sebep olur. Ancak vücutta her şey tedavi edilmediği takdirde birikerek artar. Problemin kaynağı ne kadar büyük olursa vücutta etkileri de o kadar ciddi olur. Bu noktada koruyucu tedavi devreye girer ve gelecekte bir problemin yaşanmaması için hayatidir. Önceden tespit edilen problemler kısa sürede çözülerek problemin birikerek büyümesi engellenir.
MANUEL TERAPİ VE REFLEKS TERAPİ
Manuel terapi ve refleks terapi koruyucu tedavi kapsamında uygulanan etkili tekniklerdendir. Manuel terapi ile stresin omuzdaki, beldeki ve boyundaki etkileri el ile yan etkisiz bir şekilde tedavi edilir. Refleks terapi de ise hormonal ve sinir sistemi üzerine yapılan çalışmalar stresin etkilerini azaltır. Rahatlama ve gevşeme sağlar.”