Elde bulunan bir sinirdeki sıkışmaya bağlı ortaya çıkan 'Karpal Tünel' hastalığının, başparmak, işaret parmağı, orta parmak ve yüzük parmağında uyuşma, duyu kaybı, ağrı ve güç kaybına yol açtığı belirtildi.
Medicana Ankara Hastanesi Ortopedi Travmatoloji ve El Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Şadan Ay, çok fazla bilinmeyen ancak elde uyuşmalara neden olan hastalığın literatürde 'Karpal Tünel Sendromu' diye isimlendirildiğini ve ev hanımlarında sık karşılaşıldığını söyledi.
Karpal Tünelin, avucun başlangıcında bilekte dokuz adet tendonun ve hastalığın oluştuğu sinirin geçtiği tünel şeklinde anatomik bir yapıya sahip olduğunu belirten Ay, bu tünelin kemikler ve bağdan oluştuğunu ifade etti. Ay, tünelin esnek olmadığını ve genişleyemediğini anlatarak, "Hastalığa sebep olan median sinir, eldeki başparmak, işaret parmağı, orta parmak ve yüzük parmağın yarısının duyusunu taşır. Bu başparmağın ince hareketlerini sağlayan kaslarının motor uyarı görevini üstlenir" diye konuştu.
Başparmağın, bu sinir sayesinde ince hareketleri yapabildiğini dile getirerek, çeşitli sebeplerden dolayı tünel içi basıncın arttığını ve sinirin sıkıştığını anlatan Ay, sıkışmaya bağlı olarak bu parmaklarda uyuşma, duyu kaybı, ağrı ve güç kaybı ortaya çıktığını söyledi.
Şeker, guatr ve romatizma hastaları risk taşıyor
Genellikle şeker, guatr, kronik böbrek ve romatizma hastalarının risk altında olduğunu vurgulayan Ay, "Bununla birlikte klinik uygulamada en çok elini hor kullananlarda görüyoruz. Bunlar içinde ev hanımları ve eliyle çalışan grup yer alıyor" dedi. Ay, hastalığın erkeklere oranla kadınlarda üç kat fazla göründüğüne dikkati çekerek, "Özellikle 30’lu ve 50’li yaşlar arasında daha sık karşılaşılır. Bununla birlikle çok az hastada tümör ya da kas anomalileri gibi sıra dışı sebeplerle de görülür" açıklamasında bulundu.
Eldeki her uyuşmanın Karpal Tünel Sendromu olmadığını dile getiren Ay, şöyle devam etti:
"Boyun fıtığı da uyuşmaya neden olabilir. Karpal tünel sendromunun kendine ait var olan özellikle gece ortaya çıkan uyuşmaları ve uzun süre telefonda konuşmak, gazete okumayla ortaya çıkan belirgin şikayetleri vardır. Biz hastalara şu soruları soruyoruz: ''Gece uyuşmayla uyanıyor musunuz, telefonda konuşurken eliniz uyuşuyor mu, gazete-kitap elinizden düşecek gibi oluyor mu ya da araba kullanırken şikayetiniz oluyor mu, elinizde güç kaybı var mı?'' gibi... Şikayetler, genellikle bileğin avuca doğru büküldüğü hareketlerde ortaya çıkıyor. Bu durumda 30 saniyede ortaya çıkan uyuşmalar çok anlamlı. Bu hareketle tüneli daraltıp siniri daha da sıkıştırıyoruz. Çok yaygın olarak hastalar uyuşma ile birlikte dirsek ön yüzdeki ve omuz ön yüzdeki ağrılardan bahsediyorlar. Bu da muhtemelen sinirin bilekte sıkışmasına bağlı ortaya çıkan yansıma ağrıları oluyor."
Doç. Dr. Ay, hastaların genellikle orta ya da ileri aşama da hekime müracaat etiğini ifade vurguladı. İlerlemiş hastalarda hastanın yaşam kalitesinin bozulduğunu anlatan Ay, "Bu durumdaki hastalar, her gece elindeki uyuşuklukla uyanıyor ve rahatlamak için elini duvarlara vuruyor ya da gündüz çay içerken bardağın sıcaklığını hissedemiyor. O yüzden hastalıkta erken tanı tedavi çok önemli. Geç kalmış vakalarda maalesef tedavi pek yardımcı değil. O yüzden ellerdeki uyuşukluklar ihmal edilmemeli" dedi.
EMG testi ile sıkışmanın seviyesi belirleniyor
'EMG' diye isimlendirilen tanı yönteminin teşhiste çok yardımcı olduğunu belirten Ay, "EMG sinirlerin iletim hızını ve hastada oluşturduğu kasılma potansiyelini ölçen elektronik bir testtir" diye konuştu. Ay, EMG’nin sıkışmanın seviyesini belirleyen en önemli test olduğunu vurgulayarak, söz konusu sinirin boyundan çıkıp fonksiyon göreceği bölgeye kadar seyrettiği yolda çeşitli bölgelerde sıkışabildiğini söyledi. EMG’nin aynı zamanda sıkışma derecesini de gösterdiği için tedavisinin cerrahi operasyonla mı yoksa cerrahi öncesi fizik tedaviyle mi tedavi edileceği konusunda yardımcı olduğunu da ifade eden Ay, hastalığın tedavisinin oldukça yüz güldürücü olduğunu belirtti.
Doç. Dr. Ay’ın verdiği bilgiye göre, hastalığın derecesi ve hastanın şikayetleri göz önüne alınarak çeşitli tedavi yöntemleri uygulanıyor. Bunlar el bileğini istirahatte tutan basit bilekliklerden, fizik tedaviye ve ameliyata giden yöntemleri kapsıyor. Bazı kliniklerde ilaç tedavisi veya tünel içine uygulanan kortizon gibi tedaviler de yapılıyor.