Günlük hayatımızda ağzımızda nadiren çıkan, bazılarımızda ise çok daha sık oluşan minik, beyaz renkli yaralar nasıl da hayatı zehir eder! Çok sevdiğimiz yemeklere uzaktan bakarız, bir parça ekmek bile canımızı yakar. Su içmeye korkarız. Bebekliğimize geri dönüp yumuşak gıdalarla besleniriz, asitli içeceklerden, çok soğuk ve sıcak yemekten, içmekten uzak dururuz.
Acıbadem Ataşehir Tıp Merkezi’nden Cilt Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Simin Ada, genel olarak “aft” şeklinde adlandırılan ağız içindeki bu yaraların erkeklerden çok kadınlarda görüldüğünü, psikolojik stres ve regl dönemlerinde tetiklenebileceğini belirtiyor. Bazı kişilerde, tam tahıl, glüten, çikolata, soya, peynir veya fındık gibi gıdalara karşı vücudun gösterdiği aşırı duyarlılık da ağızda aftlara yol açabiliyor.
Ağızda yara neden oluyor?
Ağızdaki bir yaranın, travmatik bir nedenle gelişebileceği gibi; bağışıklık sistemini etkileyen çeşitli hastalıklar, beslenme yetersizlikleri, barsak hastalıkları ve kanserlere kadar çeşitlilik gösteren bir hastalık grubunun ilk bulgusu da olabileceğine değinen Doç. Dr. Simin Ada, bu nedenle ağızda oluşan yaraların dikkate alınması gerektiğinin altını çiziyor. Ağız içinde çıkan kendi küçük etkisi büyük yaraların en sık görülen nedenleri hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Simin Ada, bunları şöyle sıralıyor:
1. Ağız içi travmalar (diş darbeleri ve yanıklar).
2. Tekrarlayıcı aft hastalığı.
3. İlaçlar.
4. Enfeksiyonlar (herpes, hepanjina, frengi gibi).
5. Sistemik hastalıklar (Behçet hastalığı, kan hastalıkları, vitamin eksiklikleri, barsak hastalıkları, romatolojik hastalıklar, AIDS gibi).
6. Ağız içi kanserleri.
7. Mukoza tutulumu ile seyreden çeşitli deri hastalıkları (pemfigus, liken planus, eritema multiforme gibi).
Bağışıklık sistemi bozulunca da ağızda yara çıkıyor
Ağızda oluşan yaraların en sık nedeninin ağız içi travmalar olduğunu, bunların da genellikle, diş yüzeyindeki düzensizlikler ya da ısırmaya, aşırı sıcak-soğuk ya da sert gıdalara bağlı geliştiğini belirten Doç. Dr. Simin Ada, bu tipteki yaraların hemen herkeste görülebileceğini, travma ortadan kaldırıldığı zaman da kendiliğinden düzelebildiğini söylüyor. Ağızda oluşan yaraların sık rastlanan diğer bir nedeni de tekrarlayıcı aft hastalığı. Toplumun yüzde 10’unda sık tekrarlayan aft hastalığı görüldüğüne değinen Doç. Dr. Simin Ada şunları söylüyor:
“Tekrarlayıcı aft hastalığında, tipik olarak 2-5 mm çaplı, ortası grimsi-beyazımsı, kenarları kırmızı bir halka ile çevrili ağrılı aftlar belirli aralıklarla oluşur. Sıklıkla 1 -2 hafta içinde kendiliğinden geçer. Bu hastalıkta, nadiren 1 cm’den büyük çaplara ulaşan, uzun sürede iyileşen, çok sayıda aftlar izlenebilir. Tekrarlayıcı aft hastalığının, nedeni tam olarak bilinmiyor. Ancak, bağışıklık sistemindeki bir bozukluğun rol oynadığına inanılıyor. Bu hastalığa kalıtımsal bir yatkınlık olabiliyor. Sıklıkla ilk olarak çocuklukta başlayan aftlar, genç erişkinlikte devam ediyor, yaşla birlikte görülme sıklığı azalıyor. Önceden aft öyküsü olmayan kişilerde, aniden ortaya çıkan, tekrarlayıcı aft benzeri yaralar kullanılan ilaçlara bağlı olabiliyor. Çeşitli kanser ilaçları, ağrı kesiciler, bazı antihipertansif ilaçlar ve antibiyotikler aft benzeri ağız yaralarına sebep olabiliyor. Aspirin ağızda eriterek içildiğinde, yanık benzeri ağız yaralarına yol açabiliyor. Öte yandan, tekrarlayıcı aft-benzeri yaralar çeşitli sistemik hastalıkların bulgusu da olabiliyor. Bu hastalıklar arasında Behçet hastalığı ilk sırada yer alıyor. B12, folik asit ve demir eksiklikleri, barsak hastalıkları (ülseratif kolit, Crohn, Çölyak hastalığı), romatolojik hastalıklar ve bazı kan hastalıkları da aft-benzeri ağız yaralarına neden olabilen sistemik hastalıklar arasında yer alıyor.”
Bir yılda 3 defadan fazla yara çıkıyorsa doktora başvurun
Ağızdaki yaralar çoğunlukla kendiliğinden geçiyor ama ya geçmezse? Doç. Dr. Simin Ada, bir yılda 3 defadan fazla, 5 mm’den büyük veya aynı anda çok sayıda yara çıkması halinde doktora başvurulmasını önerirken, daha az sıklıkta çıkan, kendiliğinden iyileşen ancak günlük yaşamı zorlaştıran yaralara karşı da hekim önerisiyle çeşitli ilaçların kullanılabileceğini belirtiyor. Eğer ağızdaki bir yara üç haftadan uzun süredir devam ediyorsa, beklemeden doktora başvurulmasında yarar var.
Nedene göre tedavi en doğrusu
Ağızda çıkan yaraların nedenleri birbirinden farklı olduğu için, tedavinin de nedene göre yapılması gerekiyor. Ayrıca hastalığın şiddeti ve tekrarlama sıklığının da göz önüne alınması önem taşıyor. Doç. Dr. Simin Ada, ağızdaki yaralarla ilgili olarak neler yapıldığını şöyle anlatıyor:
“Ağrının azaltılması, sekonder enfeksiyonun önlenmesi, iyileşmenin hızlandırılması ve yeni yara oluşumunun azaltılması tedavide temel prensiplerdir. Lokal tedavide ise; ağrı kesici, yara yüzeyi örtücü, antiseptik ya da antibiyotik içerikli jel, sprey ve ağız gargaraları, yara iyileşmesini hızlandıran kortizon içerikli kremler kullanılabilir. Kullanılan bir ilaca bağlı gelişen ağız yaraları ilacın kesilmesiyle hızla düzeliyor. Altta yatan sistemik bir hastalığın belirtisi olarak gelişen ağız yaralarında, bu hastalığın uygun şekilde tedavisi yapılıyor. Örneğin; Behçet hastalığı tedavisinde lokal tedavinin yanı sıra kolşisin, kortizon, talidomid gibi ilaçlardan yararlanılıyor. Böylece ağız yaraları etkili bir şekilde tedavi ediliyor. Vitamin eksikliğine bağlı ağız yaralarında, bu eksikliğin giderilmesi faydalı oluyor. Ağız yarasına neden olan pemfigus, liken gibi bazı deri hastalıklarında da tedavide bağışıklık sistemini etkileyen lokal ya da sistemik ilaçlarla tedavi yapılabiliyor. Kanser kökenli bir ağız yarasının tedavisinde cerrahi gerekebiliyor.”