Acıbadem Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Yüksek Riskli Gebelikler Klinik Sorumlusu Doç. Dr. Derya Eroğlu'na göre sağlıklı bir hamileliğin önünde 3 önemli risk var.
Bunlardan ilki diyabet. Hem de hamilelikle beraber oluşan, her 100 anne adayından 3 ila 5'inde görülebilen ciddi bir sorun...
Yeni doğanda solunum sıkıntısı, yeni doğanda kan şekeri ve kalsiyum seviyesinde düşme, iri bebek, doğumda omuz takılması (doğum travması), sarılık, erken doğum, anne karnında ölüm (kan şekerinin diyetle düzenlenemediği hamilelerde), çocukluk çağı diyabeti ve obezite hamilelik diyabetinin bebekte neden olduğu en önemli sıkıntılar.
Riskler
Hamileliğe bağlı diyabet yalnızca bebekleri kötü yönde etkilemiyor tabii. Eroğlu'na göre, anne adayları da risk altında. Bunlardan bazıları: Düşük, preeklampsi (gebelik zehirlenmesi), enfeksiyonlar, zor doğum, vakum ya da sezaryan doğum, doğum sonrası kanama, hamilelikle ortaya çıkan diyabet, uzun dönemde annede diyabet ve metabolik sendrom gibi durumlar.
Hamilelik öncesi diyabet
Hamileliğe bağlı diyabet kadar hamilelik öncesi diyabet hastası olanlar da yüksek risk altında. Düşük riskinin diğer durumlara göre iki kat artması, erken doğum, bebekte oluşabilecek doğumsal özürler, kan şekeri ve kalsiyum seviyesinde düşme, bebeğin kanında bilirubin seviyesinde artma ve sarılık, kalpte genişleme, bebekte diyabet riski ve bebek büyümesinde gerilik gibi durumlar bunlardan bazıları.
Doç. Dr. Derya Eroğlu'na göre, annelerin de sağlığı tehdit altında. Diyabetik böbrek ve göz hastalığı, diyabetik sinir harabiyeti, gebelik zehirlenmesi ve enfeksiyonlar bu tehdidi oluşturan en önemli sorunlar.
Teşhis ve tedavi
Eroğlu, hem bebeğin hem de annenin sağlığını riske atmamak için hamilelik öncesinde mutlaka bir kadın doğum hekimine ve endokrinoloji uzmanına başvurulması gerektiğine dair anne adaylarını uyarıyor.
Uygun tedaviyle, gebelik öncesi kan şekeri ideal seviyede tutulduğu takdirde sağlıklı bir gebelik geçirilebiliyor. 'Hemoglobin A1C' denilen, son 4-8 haftadaki kan şekeri seviyeleri hakkında bilgi veren para metrenin ideal seviyede olması gerektiğini belirten Eroğu, nöral tüp defekti riskini azaltmak için 400 mikrogram / gün folik asit alması gerektiğini öneriyor.
"Preeklampsi", yani hamilelik zehirlenmesi
Anne adayının tansiyonunun 140 / 90 mmHg ve üzeri ve beraberinde idrarda protein kaçamağı olmasına "Preeklampsi", bir başka deyişle gebelik zehirlenmesi deniyor. Anne adaylarının yüze 6 ila 8'inde görülen hamilelik zehirlenmesi annede beyin kanaması ve beyin hasarı, akciğer ödemi, böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği ve karaciğer yetmezliğine, hatta ölüme bile yol açabiliyor.
Neler yapılıyor?
Hafif preeklampsi durumunda anne adaylarına yatak istirahati önerildiğini vurgulayan Doç.Dr. Eroğlu, düşük risk gruplu hastaların kontrollü şartlar altında ayaktan takip edildiğini söylüyor.
37. haftasının üzerindeki vakalarda, rahim ağzı doğum için uygun olduğunda, annede ciddi bulgular oluşursa veya bebeğin durumu iyi değilse doğum yaptırılabiliyor. Ciddi zehirlenme durumunda ise, 34. haftasının üzerindeki vakalarda doğum gerçekleştiriliyor.
34. haftasının altındaki hastalarda ise kontrol edilemeyen şiddetli yüksek tansiyon, eklampsi (preeklampsi ve nöbet), karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulma, karın ağrısı, inatçı baş ağrısı ve görme semptomları varsa yine doğuma karar veriliyor.