Doğumsal anomaliler arasında en çok kalp hastalıkları ile karşılaşılıyor. Bebekteki yapısal kalp hastalıklarının doğumdan önce tanınması ve yönetimi, tedavideki başarı oranını önemli ölçüde etkiliyor. Henüz anne karnındayken uygulanan fetal kalp takip programı, ileride oluşabilecek karmaşanın önüne geçiyor. Gebeliğin 16-20. haftaları arasında yapılacak fetal ekokardiyografi ile bebekteki kalp hastalığı saptanıyor, hangi operasyon veya girişimlerin ne zaman yapılacağına karar veriliyor, doğuma yakın zamanda yapılacak girişimsel işlem belirleniyor. Gebelik boyunca bebeğin kalbinin gelişimi sık sık takip edilerek anneye ve kendine zarar verecek bir durum gelişmesinin önüne geçilebiliyor.

Bu testi doktorunuzdan mutlaka isteyin! Gereken tetkikleri gebelik sırasında yaptırmamış pek çok aile, kalp hastalığı ile doğmuş bebeğin görünümünde bir anormallik olmaması nedeniyle bir sorun olduğunu fark etmeden evine dönüyor. Kalp hastası olduğu anlaşılmadan eve gönderilen pek çok bebek, çok ağır bir kalp yetersizliği içine girerek hemen müdahale edilmediğinde hayatını kaybedebiliyor. Oysa gelişen teknoloji sayesinde ‘Pulse oksimetri’ testi, kalp hastalıklarının erken tespit edilmesini, dolayısıyla erken müdahale edilmesini sağlıyor.

Oldukça kolay uygulanan test kapsamında, yenidoğan bebeğin el veya ayak parmağına küçük bir elektrot yapıştırılarak cihaz çalıştırılıyor. Cihaz, bebekte kalp hastalığı olup olmadığını tespit ediyor. ABD’ de bazı eyaletlerde kanuni zorunluluk kapsamına alınan bu taramayı, anne adaylarının doktorundan mutlaka istemesi önem taşıyor.

Ameliyatsız da iyileşme sağlanabiliyor Doğumdan sonra birçok kalp hastalığında ameliyatsız tedavi ile iyileşme sağlanabiliyor. Doğumsal kalp hastalıklarının anne karnında tanısının konulması, doğumdan sonra acil müdahale yapılmasını mümkün kıldığından dolayı ciddi bir avantaj haline geliyor. Yenidoğan bebeklerde kalbin delik olması en sık görülen kalp hastalıkları arasında yer alıyor.