HAMİLELİK DÖNEMİNİ KONFORLU BİR ŞEKİLDE ATLATIN!
Bebeğini kucağına almaya hazırlanan pek çok anne adayı bel ağrılarından şikayet ediyor. Özellikle doğum yaklaştıkça bu ağrılar dayanılmaz hale gelebiliyor. Anne adayları bazı önemli noktalara dikkat ederek bu süreci konforlu bir şekilde atlatabiliyor.
Gebelikte en sık karşılaşılan ağrılar, leğen kemiği çevresi veya bel bölgesinde olan kas ve eklemlerin gerilimi ya da gevşemesine bağlı ağrılardır. Bunların ikisi bir arada da olabilir. Bu dönemde görülen bel ağrıları biyomekanik, hormonal, damarsal veya diğer nedenlerle oluşabilmektedir. Hamilelik döneminde bel ağrısı görülme sıklığı yüzde 40-60 arasındadır. Ancak bu vakaların yüzde 15-20’sinde günlük hayatı etkileyecek kadar şiddetli bel ağrısı vardır.
BEL ÇUKURUNUZ DERİNSE DAHA YATKIN!
Yapılan çalışmalar, gebelik öncesinde bel çukuru fazla olanların gebelikte bel ağrısına yatkın olduğunu göstermektedir. Kısa zamanda fazla kilo artışı bel ağrısı oluşumuna neden olabilir. Gebelikte rahimdeki büyüme karın ve sırt kasları arasında kuvvet yönünden dengesizliğe veya büyümüş rahmin ağırlığı direkt olarak basıya sebep olarak ağrı yapabilir. Gebelikte relaksin, östrojen ve progesteron serum düzeylerinde artış gözlenir.
Yüksek relaksin seviyesi eklem gevşemesine, östrojen de relaksinin etkisinin artmasına neden olarak bel ağrısının gelişmesine katkıda bulunabilir. Büyüyen rahim, aort gibi büyük damarlarda basıya neden olup, iskemi ve metabolik bozukluk bel ağrısı yaratabilir. Bunların yanı sıra iş ve psikolojik faktörler de belde ağrıya neden olabilir. Kalça veya çevre kemiklerde geçici osteoporoz (özelikle D vitamini eksikliği olan gebelerde eksikliğin artmasına bağlı olarak kemiklerde yumuşama ve kırılmalar), kas zorlanmaları da ağrı nedeni olabilir.