Bir iletişimci olarak zarafeti anlatmaya karar verdiğim ve Türkiye’de bir ilk olan Zarafet Akademi’yi kurduğum günden bugüne geriye dönüp baktığımda üç yıl içerisinde ne kadar çok yol almış olduğumuzu görüyor ve bunun mutluluğunu yaşıyorum.
Zarafeti kişilerin öncelikler listesinde üst sıralara taşımak, doğru yazılması ve telaffuz edilmesinden, bu kavramın içeriğini oluşturan inceliklerin, kişilerin söz, tavır ve davranışlarına yansımasına kadar her anlamda bir bütün oluşturmanın gayesi içerisinde çıktığım bu yolda eğitimlerimize gösterilen yoğun ilgi ve bizden haberdar olan herkesten gelen geri dönüşler de ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu bize gösterdi ve her zaman en büyük motivasyon kaynağımız oldu
Elbette kitlelere ulaşmanın en önemli araçlarından olan televizyonda da zarafeti anlatmak önemliydi benim için. Nitekim şu sıralar yoğun bir şekilde televizyon programlarından sizlere ulaşmanın da ayrı bir keyfi ve sevinci var üzerimde.
Yine gazete ve dergilerde de aynı şekilde zarafeti konuşuyor ve anlatıyoruz.
Televizyona baktığımızda zarafet sahibi isim görmek ne yazık ki çok zor.
Davranışlarında zarafeti gördüğünüz kişin sözlerinde aynı özeni göremiyorsunuz.
Hitabetindeki özeni gördüğünüz kişinin kıyafet ve diğer imaj unsurlarında ölçüyü kaçırdığını görüyoruz. Tabi söz konusu televizyon olunca ünlüleri de bu anlamda mercek altına almamak olmazdı. İşte en son yaptığım röportajlarımdan ünlülerin zarafet karnesi ile ilgili bölüm.
Bakın kimler sınıfı geçti kimler sınıfta kaldı?
Hülya Avşar: Türkiye’nin en güzel kadını ama içindeki erkek çocuğu dişi enerjisinin önüne geçiyor.
Seda Sayan: Saatlerce canlı yayında dik duruşunu, oturuşunu çok doğru kullanıyor ancak bu kontrol doğallıkla birleşmediği takdirde estetik hale gelme şansı yok.
Acun Ilıcalı: Beden dilini çok iyi kullanıyor. İmaj yönetimi konusuna biraz daha önem vermesi gerekiyor.
Ebru Gündeş: Anne olduktan sonra içindeki naif tavır, daha hissedilir oldu. Biraz daha feminenlik konusuna çalışması gerekiyor.
Tarkan: Kesinlikle Türkiye’nin en zarif erkeklerinden biri.
Demet Akalın: İnanılmaz doğal ve ona çok yakışıyor ama zarafet konusunda en çok yol alması gereken isimlerin başında geliyor.
Hande Yener: İlk popüler olduğu yıllardaki naif ve kadınsı duruşunu kaybetti. Bütün davranışlarında bir mekanik enerji var. Biraz rahatlaması ve kendini bırakması gerekyor.
İvana Sert: Biraz daha üzerine çalışırsa kesinlikle yüksek dişi enerjisi daha feminen ve estetik bir hale gelecektir.
Meryem Uzerli: Çok özel bir enerjisi var. İçinde onlarca farklı kadın var. O şu an en sempatik olanını gösteriyor ve bu da O’na çok yakışıyor…
Peki Türkiye’de kesinlikle zarif dediğimiz isimler yok mu elbette var. İşte o isimlerden bazıları:
Kadınlardan Zerrin Tekindor’u her zaman ilk ve üstte tutarım bu anlamda.
Bergüzar Korel, Serenay Sarıkaya, Tuba Büyüküstün, Burcu Esmersoy, Tülin Şahin, Nebahat Çehre yine bu anlamda her zaman aynı özeni gösteren isimlerden birkaçı.
Erkeklerden ise; Beyazıt Öztürk, Halit Ergenç, Mehmet Günsur, Selçuk Yöntem, Erol Evgin, Güneri Civaoğlu, Mehmet Aslantuğ her zaman centilmen ve zarif duruşları ile kendilerini hissettiren isimler.
Sevgilerimle,
Gökhan Dumanlı
Zarafet Uzmanı
"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."