Zarafeti anlatmaya başladığım şu son üç yıl içerisinde birçok soruyla karşılaştım.
Bunun öğretilebilir mi yoksa insanın içinden gelerek sergilediği bir şey mi? olduğu sorusu her zaman en çok merak edilenlerin başında geldi.
Kime zarafet sahibi insan diyebiliriz ? sorusu da bir diğer merak edilen konu olmuştur.
Üçüncü ve en popüleri ise özellikle Türkiye’de kim ya da kimlerin bu kelimenin hakkını vererek televizyon ekranlarından boy gösterdiği oluyor ki bu soruyu ben de gerek eğitim ve seminerlerimde gerekse farklı alanlardaki sorgulamalarım ile ölçmeye çalışıyorum. Bu konuya da birazdan değineceğiz.
Ama önce ilk soruya gelecek olursak; Zarafeti anlatırken benim kullandığım İtalyanca bir söz var :
‘’Fare bela Figura’’ samimi ve içten çabayla ortaya çıkan güzel sonuç…
İşte olması gereken aslında tam da bu…
Hepimiz, doğuştan gelen kişisel özelliklerimizi en iyi şekilde değerlendirme ve onları, diğerlerinin hayranlık duyacağı bir imaja dönüştürme kapasitesine sahibiz ancak zarafet, insanın içi de dışı kadar güzel olduğunda gerçek olur yani kişi eğer ruhunu, bedenini ve de zihnini kendine odaklayıp kim olmak istediğine dair karar verip yola çıkarsa tüm bunlar bir anlam kazanır ve kendini gösterir.
Elbette bu odaklama meselesi yazıldığı gibi kolay olan bir şey değil.
Peki neler yapmalıyız?
Hayatın içinde olmak...
Her kültür mozaiğinin taşına ellerini sürmek…
Sanattan, sokaktan, insandan beslenmek…
Kendi geliştirmeye zaman ayırmak…
Okumak, dinlemek, paylaşmak…
Doğayla iç içe olmak, hayvanları sevmek, sosyal sorumluluk projeleri içerisinde olmak, gönüllü çalışmalar yapmak ve daha nicesi…
Ancak o zaman ruh zenginleşir ve gördüğü, duyduğu, hissettiği her şey kişinin kendi süzgecinden geçerek başka bir form kazanır ve bu başkalık, tavır ve davranışlarına yansır…
‘Her tavrın bir zarafeti vardır’ bu önce hissetmekten ve elbette sonra da öğrenmekten geçer…
İkinci soruya geldiğimizde ise yine benim çok sevdiğim bir anlayışı temsil eden bir sözden yola çıkarak yanıt vereceğim : ‘ Az olan, çoktur’.
Söz konusu zarafetse, az olan çoktur sözü kişinin davranışlarından, kullandığı kelimelere, ses tonuna, kıyafetlerine, makyajına, yemesi içmesine ve yaşam alanlarını nasıl kullandığına kadar hayatının her alanında sahip olması gereken en temel özelliği anlatıyor bize.
Ve geldik en çok merak edilen üçüncü soruya yani Türkiye’nin zarafet sahibi kadınları ve centilmen erkeklerinin kim olduğuna…
Bu soruya ben direkt bir cevap vermeyeceğim.
Hep birlikte cevaplayacağız ve sonuçları da yine burada paylaşarak bana da en çok sorulan bu sorunun cevabını da yine hep birlikte vermiş olacağız.
Sanat, spor ve iş dünyasından kimleri bu unvana uygun bulduğunuzun yanıtlarını Facebook sayfamızda yer alan anket üzerinden bekliyorum.
Ayrıca içerisinde sizlerin olacağı çok özel başka çalışmalarımız da olacak. Bizi izlemeye devam edin ;)
Sevgi, ışık ve zarafetle,
Gökhan Dumanlı
Zarafet Uzmanı
[email protected]
İnstagram/Gökhan Dumanlı
Twitter/gokhandumanli
Facebook/gokhandumanli
"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."