Bit pazarı

Bırakmıyor geçmiş insanın yakasını. Gözün ileri baksa da aklın hep yaşadıklarında. Yaşarken biliyorsun aslında neyin ne olduğunu...

Gökhan Dağıstanlı

Kimlerin canını yaktığını, kimlerle yapısal anlamda uyum sorunu
yaşadığını, kimin sana zarar vereceğini, kimin senden zarar göreceğini hep biliyorsun. Ama unutuyorsun işte. Şu kötü anıları hafızanın derinliklerine gönderen yapısı yok mu insanın? İşte o bitiriyor seni. Ne zaman kafanı geri çevirsen günlük güneşlik bir fotoğraf canlanıyor gözünde. Uzun uzadıya düşünmezsen eğer hep mutlu olmuşsun gibi özünde. Hiç aldatılmamış, hiç yalan duymamış,
hiç şiddet görmemiş, hiç aşağılanmamış, hiç değersizleştirilmemiş gibi...
Kendi zihninin tuzağına düşüyor insan. Bugün elinden tutup seni yarına taşıyacak bir duygu yükün yoksa eğer, dönüp dönüp arkana bakıyorsun. Sonrası tam bir kısır döngü. Yaptığın hataları tekrar edip duruyorsun.

Halbuki aynı şartlar altında davranış şekilleri çok nadiren değişiyor. Aynı ekonomik koşullar, hemen hemen aynı psikolojik şartlar, aynı sıcaklık ve basınç altında insan karşısındaki kişiye hep benzer davranıyor. Bireyler, tavırlarının neticesinde bir değer kazanırlar insanların gözünde. Bu elbette kişiden kişiye değişir. Artılarını eksileriyle sağlıklı karşılaştırabiliyorsak eğer -ki bu artılar ve eksiler de tamamen bizim subjektif değerlendirmemizin sonucudur- o insanla ilgili doğru hükmü veriyoruz. Ya da tam tersi, insanların bizimle ilgili kararlarının sonuçlarını yaşıyoruz. Bu yüzden ayrılıyorsun sevgilinden, işini bu yüzden bırakıyorsun. Ev arkadaşınla evleri bu yüzden ayırıyorsun, iş arkadaşınla mecbur kalmadıkça görüşmemeyi bu sebeple seçiyorsun. Sonra aradan zaman geçiyor. Eksiler bir bir yuvarlanıyor hafızanın tenhalarına. Artılar gözüne gözüne giriyor. Yaşadığın anda biraz zayıf düşersen bir de, kendini bir anının kollarında buluyorsun. Sonrası hızlandırılmış bir hatırlatma senin için.

Daha önce ne yaşadıysan aynılarını yaşıyorsun. Biliyorum kendini de suçladığın oluyor. Yaşanan bazı şeylerin sebebi olarak kendini görüyorsun. Haklısın! Bazı sorunların sebebi sensin. Sen de busun işte. Aynı durumlarda aynı davranışı sen de göstereceksin. Herkes kendi karakterinin karşılığını koyuyor masaya. Yani kimse suçlu değildi o kadar da aslında. Sadece o an için doğru bildiğini yaptı. Bazen hatalıydı da tabii bazıları; ya öfkesine yenildi
ya arzularına... Sonra bin pişman oldu. Belki kafasını duvarlara vurdu. Ama neye yenildiyse, benzer şartlar oluştuğunda aynı şeye yine yenilecek. Bu hepimiz için geçerli. Yapma demeye dilim varmıyor ama yapma güzel kardeşim. Her tökezlediğinde dönüp arkana bakma. Acısıyla tatlısıyla rahat bırakmak gerek geçmişi. Yaşayacağını yaşadın, alacağını aldın, vereceğini verdin. Harcanmış zamanları yeniden yaşamaya kalktığında yerinde sayıyorsun. Aklının oyunlarına
inanıp sanıyorsun ki arkada bıraktığın mevsim hep yazdı, hep bahardı. Lafı çok da uzatmadan söyleyeyim; eskide hayır olsa bit pazarına nur yağardı.

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar 1 yorum