Hep daha fazlasını istemek

Sürekli almaya, sürekli istemeye yönelik bir yapımız var. Hep istiyoruz, hep daha fazlasını istiyoruz.

Araba yokken araba almanın hayalini kurarken, araba aldıktan sonra daha iyi bir araba almanın hayalini kuruyoruz.

Bu durum ilişkide de böyle... Daha zengin, daha yakışıklı veya daha güzel birini görünce ilişkiden uzaklaşmak gibi...

Alışkanlık

Bağımlılık insanı esir eder. Uzun zamandır birlikte olduğunuz bir kişiyi sevginiz bitmiş olsa da bırakamazsınız. Çünkü gördüğünüz her şeyde onun izi vardır. Beraber yürüdüğünüz yollar, birlikte yaptığınız aktiviteler peşinizi bırakmaz.

Bir de doğuştan gelen sığınma, güven duyma hissi yok mu, işte o zaman onun yerini kimsenin almayacağı düşünceleri ve pişmanlık oluşmaya başlar.

Bu kaybedince değerini anlamak gibi yorumlansada tamamen boşluktan kaynaklanır.

Farklı insanlar tanımak

Sizi koşulsuz sevmesine ragmen bir türlü ısınamadığınız partnerinizin değerini sizi seks objesi gibi gören, sırtınızdan vuran kişileri gördükten sonra anlarsınız.

Karşınızdaki insanın değerini anlamak için kendinizi yıpratacak bu yöntemleri deneyene kadar sadece sorgulayın. Size nasıl davrandığını, ne kadar düşündüğünü gözlemleyin. Bütün bu soruların cevabını verebiliyorsanız ve sonuçlar olumluysa ayrılmanıza da, pişman olmanıza da gerek olmayacak.

Yalnız kalma korkusu

Ruhumuzu ailemizin varlığının yanında bir de sevgilinin varlığı tamamlar. Sürekli partneriyle eğlenen kişiler arkadaşlarını ihmal ederler.

Arkadaşlarından ve çevresinden uzaklaşan kişiler de sevgilisinin onu bırakacağı korkusuna yenik düşer.