Gece boyunca devam eden açlığın ardından kahvaltı öğününü atlamak, kan şekerinin düşmesine ve buna bağlı olarak yüksek şeker ve yağ içerikli besinleri yeme arzusunun doğmasına neden olur.

Evde, yolda, okulda veya işyerinde nerede olunduğu fark etmeksizin güne muhakkak kahvaltıyla başlanmalıdır. Böylece hem günlük etkinlikler için gerekli enerji daha güne başlarken sağlanmış olur hem de öğle ve akşam öğünlerinde tüketilecek besin miktarı azaltılır. Öğün düzeni ile birlikte beslenmede mümkün olduğu kadar çok çeşitli besin seçimi önemlidir.
15 5

Her gün tüm besin grupları (süt-yoğurt, et, sebze-meyve, tahıl grupları) beslenme planı içinde yer almalıdır. Bu besinlerin hepsinden bir öğünde tüketilemese de her besinin içerdiği farklı besin öğesinden yararlanabilmek için gün içerisinde farklı öğünlerde alınmaya çalışılmalıdır.

Yemek hazırlama ve pişirme sırasında sağlıklı yöntemler tercih etmek, kızartmalar ve bol yağlı yiyecekler yerine haşlama, ızgara, fırında ve buharda pişirme yöntemlerini seçmek yağ ile alınan fazladan enerjiyi engeller ve kalp yükünü azaltır. Sebze ve meyveler yüksek lif ve vitamin-mineral içeriğine sahip düşük kalorili besinlerdir.
15 6

Lif daha uzun süre tok kalmayı sağladığı için alınacak besin alımını azaltacaktır. Farklı renk ve tatlardaki sebze ve meyveleri bol miktarda ve çeşitli olarak tüketmek hem kilo kontrolünü sağlayacak hem de birçok hastalıktan (kanser, kalp- damar hastalıkları gibi) korunmaya yardımcı olacaktır.
15 7

Rafine şeker, şekerli içecekler, tatlılar, pasta, kek vb. besinler bileşimindeki şeker ve çeşitli soslar (karamel sos, çikolata sos vb.) nedeniyle yüksek enerji içerirler.

Beslenmede az şekerli besinleri tercih etmek, çay şekeri gibi rafine şeker tüketiminden mümkün olduğunca kaçınmak, tatlıların ve şekerli her türlü besinin tüketimini sınırlandırmak vücut ağırlığının kontrolüne yardımcı olur. Ekmek, pilav, makarna, çorba ve kuru baklagiller gibi kompleks karbonhidrat kaynağı besinler vücudun en önemli enerji kaynağıdır.
15 8