Mağara duvarlarını süsleyen tek resim elbette sadece vajina değil, fakat bu resimlerin büyük bir bölümünü kadın bedeni ve abartılı vajina resimleri oluşturuyor.

Bu kalıntıları, dergi kapaklarında gördüğümüz photoshoplu çıplak kadın resimlerinin tarih öncesi versiyonları olarak görebiliriz.

Eski çağlardaki ve modern zamanlardaki cinsellik kavramının birbirine ne kadar paralel ele alındığını görmek de bayağı düşündürücü. İlkel cinsiyet ayrımcılığını bi kenara koyarsak, bilinen en eski insanların zihinlerinde seks yapmış olduklarını görüyoruz. Bizim bile daha çok yol almamız gerekiyorken, onların kadın bedeniyle ilgili ne kadar az şey bildiğini anlayabiliyoruz.

Günümüzde bu konuda aşama kaydettiğimizin en büyük kanıtı, erkeklerin kadınlarla nasıl iletişim kurması gerektiğini anlatan kitaplar.

Göçebe yaşayan ilkel insanlar için, mağaralara çizdikleri kadın bedenleri yeterli gelmemiş olacak ki, cinsel organların abartılı büyüklükte olduğu insan heykelcikleri yapmaları fazla uzun sürmüyor.

Özellikle de Almanya'da ortaya çıkarılan Willendorf Venüsü'nün 30,000 yıllık olduğu düşünülüyor. Willendorf Venüsü kadın bedeninin abartılı bir formunu yansıtıyor. Araştırmacılara göre iri göğüsler ve detaylı pelvis figürleri doğurganlığı simgeliyor ve kesinlikle doğanın ortasında tek başına tahrik olabilmek için yapılmış.

Bugünlerde kimsenin bu heykelden etkileneceğini sanmıyoruz fakat, bu kadın figürü kesinlikle antik pornografi ve hatta muhtemelen plastik şişme kadınların çamurdan yapılmış bir atası.

Geçmişten günümüze dek, keşfedilen tüm tarihi eserlerin kadın bedeninin nesneleştirilmesi etrafında geliştiğini görüyoruz.

Erkek bedeninin detaylı tasvirini ilk defa 28,000 yıl önce yine Almanya'da keşfedilen taş penis temsilinde görüyoruz. Tarihi eserin üzerindeki izlerden anlaşıldığı kadarıyla kayadan oyularak yapılan bu penis temsili ateş yakmak için kullanılmış.

Fakat arkeologlar taşın fazla cilalı olmasından yola çıkarak kadınlar tarafından ilkel bir vibratör olarak da kullanılmış olabileceğini düşünüyorlar.

Arkeologların bu düşüncesi de bize, atalarımızın daha medeniyeti keşfetmeden önce yatak odasında seks oyuncaklarıyla oynadıklarını kanıtlıyor.

Tüm bu şaşırtıcı kalıntıların aksine, cinsel ilişkiyi resmetmek 20,000 yıl boyunca kimsenin aklına gelmiyor.

Taş devri boyunca seks büyük bir tabu olmasına rağmen, arkeologlar kadın ve erkeği seks yaparken tasvir eden 7,200 yıllık bir heykel keşfediyorlar. Tahmin edeceğiniz gibi sevişen atalarımızın heykeli de Almanya'da ortaya çıkıyor.

İlkel insanların ne kadar ateşli ve seksi olabildiklerini hayal etmeye çalışmak fazlasıyla tuhaf bir durum.

Bizler ilkel insanları zarzor yaktıkları bir ateşin etrafında ısınmaya çalışırken hayal etmek istesek de, onlar mağaralarının romantik köşelerinde sıcak ve arzulu bir hayat yaşamışlar.