Mizah insanları gruplaştırabildiği gibi fikirlerin de gruplaşmasını sağlayabilir. Burada mizahın etik ilkeleri devreye giriyor. Mesela, ırkçılık ya da cinsiyetçilik içeren bir espri, bu konuda herhangi bir mağduriyet yaşamamış ya da hassasiyet taşımayan insanları güldürebilirken, aksi durumdaki insanları rahatsız edebilir. Yapılan espriyle bir nefret suçu işlenebilir.
7 4
Irkçılık içeren bir espri, ırkçılık fikrinin yayılıp kabul görmesine hizmet edebilir. Herhangi bir şekilde herhangi bir grup için dezavantaj yaratan her espri, bu işleve sahiptir. Irkçı bir espri yapıp "Sadece şakaydı, espriydi” savunması, esprinin incitici ve mağduriyet yaratıcı özelliğini hafifletmiyor.
7 5
Bu tür bir espriye gülenler, o düşünceyi aslında sahiplenmiş oluyor. Bu gruba dahil olanlara zaten “Şakaydı” gibi bir açıklama yapmak da gerekmiyor. Irkçı espri nedeniyle hesap soran diğer gruplar için ise, "Şakaydı" savunması bir şey ifade etmeyecektir. Eğer böyle bir espriye mazeret olarak "Sadece espriydi" savunması kabul ediliyorsa, onlar bu tür düşüncelerini espriler vasıtasıyla ifade etmeye hazır demek oluyor.
7 6
Kısacası mizah, bazen sadece mizah olarak kalmıyor. Mizah gruplaşmalar yaratıyor, kimlik inşa ediyor, sınırları belirliyor. Soyut ayırımlara yol açarak fikirlerle, düşüncelerle de ayrıştırabiliyor. Saldırgan mizah ile farkında olmadan mağduriyetler yaratılabiliyor. Komik ve eğlenceli olalım derken, “çam devirebiliriz”.
7 7