Yemek yedikten sonra pankreasınızdaki hücreleriniz, kan dolaşımından vücut dokusuna, daha sonra enerji olarak kullanmak üzere glukoz taşıyan insulin hormonunu salgılar.

Beslenme şeklinizde proteine daha fazla yer vererek isulin seviyenizi arttırabilir ve yemeklerden sonra yükselen glukoz seviyenizi düşürebilirsiniz.

Tel Aviv Üniversitesinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, yemeklerden önce protein tozuyla yapılan içeceklerden tüketen kişilerin kahvaltıdan sonra insülin seviyeleri artarken glukoz seviyelerinde %28 düşüş görülüyor.

Mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin, öğrenme, hafıza, uyku düzeni ve sindirimle ilişkilendiriliyor. Düşük serotonin seviyeleri ise depresyona yol açabiliyor.

Serotonin hormonunun %95'lik bir kısmı bapırsaklarınızda üretilir. Üstelik çikolata yemenin mutluluk hissini arttırdığı doğru bir bilgi! Bitter çikolatanın bolca içerdiği triftofan-L maddesi, vücudunuz tarafından serotonine dönüştürülüyor.

Midenizde salgılanan açlık hormonu ghrelin, beyninize ziyafet vaktinin geldiğini bildirir. Ghrelin seviyelerini kontrol etmek kilo kontrolüne yardımcı olabilir.

Ghrelin seviyenizi düşürmek için deliksiz bir uyku uyumayı deneyebilirsiniz.

Stanford Üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre yalnızca 5 saat uyku uyuyan kişilerin ghrelin hormonu seviyesinin 8 saat uyuyan kişilere oranla %15 daha yüksek olduğu görülüyor.

Ghrelin hormonunun muadili olan Leptin hormonu, yağ hücrelerinde üretilir ve beyninizle iletişime geçerek tokluk sinyali verir ve yemek yamayi bırakmanızı sağlar. Bu özelliğinden dolayı leptin salgısına "tokluk hormonu" da denir.

Leptin aynı zamanda beyninizin vücudunuzun gün boyu harcadığı enerji miktarını kontrol etmesini de sağlar.

Florida Üniversitesi yaptığı araştırmalarda fazla şeker tüketiminin leptin direnci oluşturduğunu ortaya koyuyor. Leptin direnci ise beyninizin hormona cevap vermemesine ve daha fazla yiyerek kilo almanıza sebep oluyor. Bu nedenle günde 6 çay kaşığı şekerden daha fazlasını tüketmemeye özen gösterin.