Hayatlarımızı bizler değil korkularımız yönetiyor. Hayat akıp giderken tek yaptığımız korkmak ve korkularımızdan korunmak…
Çok sevmekten, yalnız kalmaktan, yaşlanmaktan, kilo almaktan, aldatılmaktan, sorumluluk almaktan, ölümden, sevdiklerimizi kaybetmekten, hastalanmaktan, parasızlıktan, başarısız olmaktan, insanların güvenini yitirmekten ve daha pek çok şeyden korkuyoruz… Korkuyoruz da korkuyoruz. Ve korkularımızın arkasına saklanarak hayatı ıskalıyoruz…
Peki nerden kaynaklanıyor bu korkularımız? Bu korkularımızdan kurtulmak mümkün mü?
91
Korkularımızın ya geçmişte yaşadığımız olaylardan ya da gelecek endişesinden kaynaklandığını söyleyen Spiritüel Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal, “Nelerden korkuyorsak aslında onu yaşıyoruz. Aklımıza gelen başımıza geliyor. Korktuğumuz için korunmuyoruz. Aksine, korktukça hata yapıyoruz ve kaybediyoruz” diyor.
Korkuyu bir olayı algılama ve ona yüklediğimiz anlam neticesinde yarattığımızı söyleyen Gülnur Ünal, geçmişte yaşadığımız tecrübeler neticesinde de karşılaştığımız davranışlara bir takım anlamlar yükleyerek korkular yarattığımızı ifade ediyor.
92
Çocukluğumuzdan beri negatif kodlanıyoruz! Oysa her insan mutlu, özgür, sevgi dolu, bolluk ve bereket içinde bir yaşam sürme bilinciyle doğar. Ancak hayata geldiği andan itibaren güvensiz, korkulu ve endişeli bir ortamın içinde bulur kendini.
Anne-babası ve etrafındakiler tarafından sistematik olarak olumsuz zihin bombardımanına tutulan çocuklar, bilinçsizce boş zihinlerine bunları kaydeder. Bu kayıtların onların hayatı olacağını bilmeden…
Özellikle de ilkokul çağlarında, tüm hayatını etkileyecek enerjileri ve kayıtları kabul ederler.
93
Gülnur Ünal hepimiz için tanıdık gelen olumsuz cümlelerden bazılarını bize hatırlatarak konuşmasını sürdürüyor:
“Koşma düşersin, çok hareket etme terlersin, yemeğini bitirmezsen arkandan ağlar, bırak sen yapamazsın, kazanamazsın boşuna girme, uyumazsan sabah uyanamazsın, elimden tut yoksa kaybolursun, dondurma yeme hasta olursun, ders çalışmazsan asla başarılı olamazsın, onların içinde senin hiç şansın yok ki, bu kadar çalışmanın bir anlamı yok, çalış çalış nereye kadar, çalışarak zengin olmanın imkanı yok, zenginler kim bilir o parayı nasıl kazanıyor, dikkat et hasta olursun, en az iki yabancı dil bilmeden iyi bir iş sahibi olamazsın, üniversitede okumadan asla olmaz… Bunları daha da çoğaltabiliriz. Çocuklukta aldığımız kayıtlar, fark edilip dönüştürülmezse hayat boyu bizi etkilemeye devam ederler.”
94
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.