Medikal şampuanlar hastalığın şiddetli döneminde her duşta kullanılmalıdırlar. Hastalığın şiddeti hafifleyince medikal şampuanlar, medikal olmayan şampuanlarla dönüşümlü haftada bir veya iki kullanılmalıdırlar. Seboreik dermatitili hastalar 1-2 günde bir yıkanmalıdırlar.

Çok şiddetli vakalarda, kortizonlu losyon ve kremler kısa süreli kullanılabilir. Yoğun kabuklanmada katran, sülfür ve salisilik asit içeren karışımlar faydalı olacaktır. Sülfür, salisilik asit ve zinc pyrithione (çinko) içeren toniklerin, banyodan sonra kullanımları tedaviye destek sağlayabilir.
10 6

Seboreik dermatit hastalığının nedeni tam olarak bilinmesi de bazı etkenlerin hastalığı tetiklediği düşünülüyor. Duygusal durum değişiklikleri, sıkıntı, stres, yorgunluk, uykusuzluk, yoğun çalışma temposu ve mayalı içecekler (bira-şarap) şikayetlerin artmasına neden olabiliyor.

Bağışıklık sistemi, atmosferik koşullar seboreik dermatiti etkiler. Soğuk havalarda alevlenmeler olabilir. Yaz aylarında özellikle tatillerde seboreik dermatitin azaldığı, hatta kaybolduğu bilinmektedir.

Başka bir etken de Pityrosporum ovale dediğimiz derimizde zaten var olan bir mantar türüdür. Seboreik dermatitli hastalarda, Pityrosporum ovale normalde bulunduğundan daha yüksek sayıdadır.
10 7

Genetik bir egzama türü olan Seboreik dermatit hastalığının erişkinlere yönelik tedavisinde iki ana hedef var. Bunlar; lezyonların ortaya çıkmasını kolaylaştıran sebum yani yağ üretimini dengelemek ve Pityrosporum mantarının birikimini baskılamaktır.
Bu nedenle özellikle hastalığı tetikleyen yorgunluk, uykusuzluk, stres gibi etkenlerden kaçınmaya özen gösterilmeli.

Mümkün olduğunca hijyene önem verilmeli. Terlemekten kaçınmalı, şikayetleri artırabileceğinden sıkı ve sıcak tutan giysilerden uzak durulmalı. Ayrıca hastalığın etkilediği bölgeleri sıkça yıkamak da şikayetlerin azalmasına katkı sağlayabilir.
10 8

Seboreik dermatit basit bir egzama hastalığı olsa da kronik bir rahatsızlık olduğu için psikososyal sorunlara neden olabiliyor. Yaşam kalitesine darbe vuruyor, anksiyete ve depresyona zemin hazırlayabiliyor.

Hastalığın kronik olması, tedavinin süreklilik gerektirmesi, kesin bir tedavi yönteminin olmaması hastaların morallerini bozabiliyor. Bu nedenle; hastaların medikal tedavinin yanında psikolojik destek de alması, hem hastaların yaşam kalitesini artırmayı hem de tedavide daha etkili sonuçlar alınmasını sağlayabilir.
10 9