Toplumumuzda kadınların üzerinde iyi görünmeleri konusunda büyük bir baskı var. Kadın psikolojisi iyi görünme kaygısını yalnızca kendini dünyaya yansıtma biçimine değil, aynı zamanda hayat tarzına da yansıtıyor.

Dış görünüşüne önem veren kadınlar aynı özeni evlerine de gösteriyor. Bazı kadınlar tıpkı ruj sürmeden sokağa adım atmadıkları gibi, evlerindeki kirli bulaşıkları yıkamadan asla sokağa çıkmıyor.

Bazı terapistler hastalarına daha sakin olabilmeleri için temizlik yapmalarını öneriyor.

Görünüşe göre, kadınların kendi zihinlerini temizlemeleri ve evlerini temizlemeleri arasında psikolojik bir bağlantı var.

Buna inanmadıysanız, çalışma masanızı düzenlediğinizde ya da banyonuzu temizlediğinizde kendinizi nasıl rahatlamış hissettiğinizi düşünün.

İçinizdeki rahatlık ve ferahlık duygusu yalnızca etrafı temizleyip toplamanızdan kaynaklanmıyor.

Bazı şeylerin kendimizi iyi ve başarılı hissettirme özelliği var. Temizlik kolay yapılabilen ve sonucu belirgin bir şekilde gözlemlenebilen bir eylem.

Örneğin işinizde kötü bir gün geçirip kendinizi başarısız hissettiğiniz bir günün akşamında eve geldiğinizde temizlik yapmak istersiniz. Hemen temizlik yapmaya başlar ve anında bir başarı elde edersiniz.

Temizliğin parıltısıyla ışıldayan mutfak dolaplarınızı kimse elinizden alamaz ve iyi bir iş çıkarmadığınızı söyleyemez.

Kısacası temizlik bizlere başarılı olduğumuzu hatırlatıyor ve temizlik yapmayı sevmemizin nedenlerinden biri de kendimizi kötü hissettiğimiz anlarda küçük uyarıcıların yardımına ihtiyacımız olması!

Temizlik yapmanın başarısızlık ve hayal kırıklığının kesin çözümü olduğunu düşünüyoruz. Başarılı olmak ve bir şeyler elde etmek için üzerimizde o kadar ağır bir baskı varki, kimi zaman sakinleştirici ilaçlara başvurabiliyoruz.

Temizlik yapmak ise, asla başarısız olmadığımız ve bizi hayal kırıklığına uğratmayan bir uğraş.

Temizlik yapmak ruh halimizi düzeltirken aynı zamanda pozitif bir yan etki olarak kalori yakmamıza ve daha çok endorfin salgılamamıza da yardımcı oluyor.