Evet kulaklarımızın dış kısmı bizimle birlikte büyümeye devam ediyor.

Doğumumuzdan itibaren kulaklar vücudumuzun ölçülerine göre en büyük organımızdır.

10 yaşına kadar hızla büyüyen kulaklar, daha sonra yılda ortalama 0.22mm boyutunda büyür.

Buna rağmen kulak kemiğinden oluşan kulak kanalı ve kulak içi organlarda zaman içerisinde bir büyüme görülmüyor.

Bebekler tabii ki güzellik işareti benler ve doğum izleriyle dünyaya gelirler.

Fakat hiçbir bebek ilk doğduğunda çilli yanaklara sahip değildir. Bu çiller zaman içinde bebek güneşe çıkarıldığında ortaya çıkar.

Çil oluşumuna yatkın açık tenli ve açık renk gözlü çocukların ileriki yıllarda cilt kanserine yakalanma riskleri daha fazla.

Çilli ve kırmızı yanaklı çocuklar ne kadar tatlı görünseler de bu onların güneşin zararlı ışınlarından etkilenmiş oldukları gerçeğini değiştirmiyor.

İğne batması ve karıncalanma hissi, yani parestezi, ezilen sinirlere giden kanın engellenmesinden kaynaklanır.

Garip bir pozisyonda uzun saatler boyunca oturusanız ya da yalnızca bacak bacak üzerine atarak otursanız bile sinirlerinizin beyninize sinyal göndermesine engel olacak kadar baskı uygulayabilir ve bacaklarınızın karıncalanmasına neden olursunuz.

İğne batması hissi ise karıncalanmayla aynı değildir. Bu acı hissi vücudun daha önce zarar görmüş bir kısmına sürekli yapılan bir baskıdan kaynaklanır.

Parestezi genellikle el, kol , bacak gibi uzuvlarda görülür. Bizi çıldırtan karıncalanma ve batma hisleri beyne gönderilen acı sinyalinden kaynaklanır.

Basitçe oturma şeklinizi değiştirerek vücudunuzdaki sinirlerin beyninizle iletişim kurmasını sağladığınızda karıncalanma ve iğne batması hissi ortadan kalkar.

İğne batması hissi lupus, diyabet ve MS gibi ciddi hastalıkların belirtisi olabilir. Bu nedenle sizi rahatsız eden karıncalanma ve batma hisleri oturuşunuzu değiştirdiğinizde kendiliğinden geçmiyorsa mutlaka doktorunuza görünün.