Hepimizin bildiği gibi hayat her zaman toz pembe değil! Aile sorunları, iş stresi ya da sağlık sorunları gibi ciddi meselelerle boğuşurken çiftler birbirlerine destek olmalı.

Partneriniz siz üzüldüğünüzde sizi güldürmeli ya da çözemediğiniz bir problem karşısında size destek olmalıdır. Eğer bunları yapamıyorsa bir çift olarak hayatın zor zamanlarını ortaklaşa yaşamıyorsunuz demektir.

Hayatı tek başınıza sırtlanmak isteseydiniz zaten bir ilişkiye başlamazdınız değil mi?

Eğer partnerinizle uzun süren bir beraberlik yaşayamayacağınızı düşünüyorsanız ilişkinizin bitme vakti gelmiştir.

Partnerinizle yalnızca eğlence için birlikte oluyorsanız ilişkinizi kısa tutmalı ve herşeyi tadında bırakmalısınız.

Aileler çocuklarına evlenmeyi düşünmedikleri kişilerle uzun soluklu ilişkiler yaşamamalarını öğütler. Çok önem verilmeyen bu ilişki öğüdünü hatırladığımız da aslında ne kadar doğru bir söz olduğunu anlıyoruz.

Erkeklerin ve kadınların ihtiyaçları birbirinden farklılık gösterebilir. Erkekler arkadaşlarıyla playstation oynayıp haftasonu maça gitmek isterken, kadınlar da arkadaşlarıyla alışverişe çıkmak ya da bir yerlerde buluşup sohbet etmek isteyebilirler.

Bazen hayatta yalnızken farkında olmadığımız ihtiyaçlarımızı bir ilişki içindeyken fark ederiz. Böyle durumlarda problem yaşayan çiftler bu pürüzleri konuşarak çözebilirler.

Eğer konuşarak hayata dair ihtiyaçlarınız konusunda bir uzlaşmaya varamıyorsanız o halde ilişkinizin bitme vakti yaklaşmış görünüyor!

Güven eksikliğinin ilişkinizin bitişini gösteren bir işaret olması gayet çık görünüyor.

Eğer sevgilinize güvenmemek için bir nedeniniz yoksa o halde her şey çok güzel. Fakat kendinizi onun Facebook hesabını, telefon mesajlarını ve mailllerini karıştırırken buluyorsanız bu büyük bir sorunun işaretidir.

Güven, bir ilişkinin en güçlü temelidir ve sağlam temeller üstüne inşa edilmeyen binalar her zaman yıkılır.