Michigan State Üniversitesinin Twitter üzerine yaptığı bir araştırmada, diğer kişilerin yazdığı tweetlerden edinilen bilgilerin yanlış olduğu ortaya çıktı. Bunun sebebi ise tweet atan kişilerin olayları kendi hafızalarına dayanarak, yüzeysel bir şekilde yazması. Twitter’dan edinilen bilgiler sizi doğru bilgi yerine yanlış bilgilere yöneltebilir.

Almanya’da yapılan başka bir araştırmaya göre , Facebook Zaman tünelini takip ederek diğer insanların neler yaptığını takip etmek yalnızlık, öfke ve kıskançlık gibi negatif duyguları tetikliyor

Arkadaşlarınızın yaptığı tüm o havalı şeyler, kendinizi kötü hissetmenize sebep olurken, onlarla kendiniz asında karşılaştırma yapmanıza yol açıyor.

Diğer yandan aynı çalışmada sürekli Facebook durumlarını güncelleyip, paylaşım yapan kişilerin negatif duyguların aksine mutlu ve olumlu duygular deneyimlediği belirtildi.

Cornell Üniversitesinde yapılan bir başka araştırmada ise Facebook’un gerçekten kendinize güveninizi yükseltebileceği ortaya çıktı.

Bu araştırmaya göre profiliniz üzerinden kendinizin en iyi halini yansıttığınızda karakterinizin olumlu yönlerine yönelmiş oluyorsunuz. Buradaki fark ise yaptığınız paylaşımlarda yalan söylemek yerine hayatınızın kötü yönlerine değil, olumlu yönlerini ön plana çıkarmak.

Sosyal medya aracılığıyla bazı destek gruplarıyla irtibat kurmak sosyal hayata dahil olmanızı sağlar.

Tüm bu verileri birleştirdiğinizde ortaya çıkan sonuç ise sosyal medya deneyiminizin olumlu olması için gerçek yaşamınızda da aktif olmanız gerektiği. Bunun anahtarı da, sanal kimliğinizden önce gerçekten kim olduğunuzu keşfetmek ve olduğunuz kişiye saygı duymakta gizli.

Sosyal Medya organları gerçekten kendimizle ilgili düşüncelerimizi değiştirme gücüne sahip. Bu gücü olumlu şekilde kullanmak ve fayda sağlamak da bizim elimizde.