Koltuğa yapışıp kalırsanız, bekarlığa da yapışıp kalırsınız!

Erkekler televizyonun karşısında kanepe keyfi yapmayı çok severler. Fakat kendi kendine plan yapabilen ve onu bu planlara dahil edebilen kadınları daha çok severler. Her şeyi sormadan kendi karar verebilen ve onu uygulayabilen kadın baskındır.

Sakın çaktırmayın, onlar kendilerini 'taş fırın erkeği' diye tanıtmaya devam etsin. Aslında idare edilmeyi ve harekete geçirilmeyi seviyorlar.

Buna kredi kartı borcunuz, o adamla tanışma hikayeniz, kilonuz da dahildir!

Kendileri 'profesyonel yalan' konusunda pek başarılı olamadığı için bu onların zayıf noktasıdır. Söylediğiniz her şeye inanabilmek isterler.

Her ayrıntının doğru olduğunu bilmek zorundadırlar ve yalan söylerseniz bunu kolay kolay anlayamazlar.

Bu yüzden dürüst olmanıza 'muhtaç'tırlar.

O sizin kankanız değil, sevgiliniz!

Onunla erkek arkadaşlarıyla olduğu gibi konuşmayın. Sizi daima 'peri prenses' olarak görmek istiyor. Ağzınızdan çıkan en ufak kaba sözcük büyüyü bitirebilir.

Zaten 'cins-i latif' denen kadının zarif olması gerekmez mi?

Buna hiçbir insan dayanamaz. Fakat burada 'sadakat' kavramını incelememiz gerekiyor.

Erkekler yersiz samimiyetten, sürekli arayan erkek arkadaşlardan da hoşlanmazlar. Kendi pozisyonları için 'yedek'lerin olduğunu düşünmek istemezler.

'Ben süper erkek kankamdan vazgeçemem' diyorsanız, karşınıza çıkan erkeğin çok anlayışlı olmasını umarız!