Tüm bu tahıl grubu besinler temel karbonhidrat kaynaklarımızı oluşturmaktadır. Ancak püf noktası, pirinç pilavındaki nişastanın yüzde 80’i vücudumuzda emilirken, bulgur pilavı ve az pişmiş makarnadaki nişastanın yüzde 40’ı emilmektedir. Bu nedenle ana yemeklerde pirinç pilavı yerine bulgur pilavı, mantı yerine aldante makarna (hafif sert, az pişmiş) tercih etmek gerekiyor.

Kabak ve ayva tatlısını da kış mevsiminde unutmamak gerekiyor.
7 2


Doğanın bize sunduğu sebzelerden soğangiller ailesinden kuru soğan ve pırasa, 'quarcetin-antioksidan öğe' içerikleriyle bağışıklık sistemimizin savunma kalkanlarıdır. Yeşil ve kırmızı mercimek ise yüksek besin değerleri ve posa içerikleri ile bağışıklık sistemini güçlendirici özelliklerini göstermektedir. Baharatlar ise adeta orkestra şefi gibi yemeklerimizin lezzetine yön vermektedir. Kış aylarında hastalıklardan korunmak adına zerdeçallı-tarçınlı mercimek çorbanıza her akşam yemeğinde yer verebilirsiniz.
7 3


Çorba demişken...

Neredeyse her ana öğünde, yemekte içimizi ısıtan sıcak bir kase çorba içmek isteriz. Çorbaları hazırlarken yağda unu kavurmak, bir diğer deyişle terbiye hazırlamak mutfaklarda çok yaygın bir uygulamadır. Oysa yüksek ısıda kavurma işlemi, kanserojen öğelerin açığa çıkmasına sebep olacak, kullandığımız beyaz un besin değeri düşük bir karbonhidrat kaynağı olacaktır. Beyaz un yerine tam buğday unu, yağda unu kavurma yerine yumurta ile tam buğday ununu karıştırarak kıvam vermek mümkün...
7 4


Kestane kebap yine kış aylarında tercih edilen keyifle tüketilen yiyecekler arasındadır. Ancak kestaneyi de patates gibi düşünebiliriz; çok sıcakken tükettiğinize kan şekeriniz hızlı yükselip akabinde düşme eğilimi gösterecektir ve kısa sürede tekrar açlık hissi oluşacaktır. Kestaneyi hafif soğuduktan sonra ister közlenmiş ister haşlanmış olsun, yanında bir bardak süt veya sütlü kahve ile tükettiğinizde ise sizi uzun süre tok tutan ve besin değeri yüksek bir öğün olacaktır.
7 5