Bu aşama işin sırrının yattığı yer.

İç kısımları keratinli olan eldivenler ellerime geçiriliyor. Bu sayede tırnak etlerim yumuşuyor ve aynı zamanda ellerime yoğun bir nem kazancı sağlanıyor.

Bu aşamada Seda Hanım'a insanların neden normal manikürü değil de keratinli manikürü tercih etmesi gerektiğini soruyorum.

Seda Hanım, normal manikürde eller suda bekletildiği için etlerin daha çok kabardığını ve manikürcülerin de ölü deri mi normal deri mi diye pek ayırt edememesi sonucunda etleri çok derinden kestiğini ve bunun sağlıklı bir durum olmadığını söylüyor.

Eldiveni giydiğim elimi sıcak sauna etkisi gösteren bir alete sokuyorum ve bekletiyorum. Bu sayede keratinin mucize etkisi daha çabuk kendini gösteriyor.

Bekleme sırasında öbür elime de eldiven giydiriliyor ve aynı işlemlerden nasibini alıyor.

Soğuk bir kış gününde bu aletle tanıştığıma ne kadar sevindiğimi de belirtmeden geçemeyeceğim…

Diğer elimi sıcak saunalı alete soktuktan sonra artık sağ elim keratinli manikür için hazır…

Seda Hanım işlemin çok rahat ve kısa süreceğini belirtiyor. Hanımlar artık vakit yok diye manikürleri ertelemeye de son! Keratinli manikür hayat kurtaran cinsten…

Eldivenlerin ucunu açarak bir aparat yardımıyla tırnak etlerim geri itiliyor. Ağrısız, acısız bir işlem! Seda Hanım'ın eli de bir o kadar hafif...

Sağ elim bittikten sonra sol elime de aynı işlem uygulanıyor.