Doktor ve hasta arasındaki dokunuşlar, rahatlatıcı olmaktan çok öte. Hem yabancı bir insanın size dokunmasına izi veriyor hem de sağlığınız için endişeleniyorsunuz.

Şu sıralar birçok doktor dokunuşlarıyla hastalarını sakinleştirme yöntemini uyguluyor.

Uzmanlar son zamanlarda hastalara dokunmanın ne kadar önemli olduğunun farkına vardı ve ellerindeki bu gücü yalnızca hastalıklara teşhiş koymak için değil, psikolojik destek vermek için de kullanıyorlar. Bir araştırmada topluluk içinde hastasına dokunan bir doktor, o kişiye empati sinyalleri yolladığı saptanmış.

Spor eğitmeni Miike Donavanik, antreman sırasında öğrencilerine ve müşterilerine birçok komut veriyor. “Omuzlar dik, karın içeri, göğüs dışarı, kalçalar yere yakın…” gibi fiziksel komutlar sırasında dokunuşların açıklayıcı desteği hem spor yapan kişiye hem de eğitmenlere büyük anlamda yardımcı oluyor.

Donavanik, dokunuşların çok güçlü olduğunu söylüyor. Her zaman kendimizi koruma halindeyiz ve dokunuşlar bu koruma kalkanını indirerek diğer bireylerle iletişim kurmamızı sağlayan iletişim araçları.

Sporcu dokunuşları takım arkadaşlarıyla, antrenörlerle aranızdaki güven duygusunu geliştirir ve birlikte hareket etmenizi kolaylaştırır.

60’lı yıllarda yapılan bir araştırmada cafelerde sohbet eden kişilerin birbirlerine ne sıklıkla dokundukları araştırılmış. Bu araştırmaya göre İngiltere’de sohbet eden kişiler diyalogları süresince birbirine hiç dokunmazken, Amerika’da 2, Fransa’da 110 ve Porto Riko’da ise birbirine dokunma sayıları 180.

Avustralya’lı araştırmacılar çok arkadaşı olan kişilerin, yalnızlığı tercih edenlere göre 7 yıl daha fazla yaşadığını belirtiyor.

Arkadaşınıza daha fazla dokunarak aranızdaki dostluğu pekiştirmeyi deneyin...