Oyun oynamak sadece çocuklara özgü birşey değil. Yetişkinlerde kendi aralarında oyun oynamalı.

Oyun oynayacağınız süreboyunca kafanıza taktığınız şeyler önemini yitirir. Yaratıcılığınızın ve ruhunuzun ön plana çıktığı bu zamanlar size hayatla denge duygusu verir.

İnsanlara fizikzel temaslarda bulunun. Tabii ki seksten bahsetmiyoruz. Bahsettiğimiz şeyler kucaklaşma, el tutma, minik bir kol sıkması…

Biz yaratılış gereğı dokunulma ihtiyacıyla doğarız. Bir bebek veya çocuğa yeterince sarılınmamışsa, ilerideki yaşlarda ruhunun çok gelişmediğini görebilirisniz.

Sıcak, güvenli bir dokunuş insanlarla kuvvetlendirecek bağın yanı sıra, stres hormonlarınızın da seviyelerini düşürür. Karşınızdakine yapacağınız minik bir dokunuş '' Senin için buradayım. '' demektir.

Yaşadığımız toplumun hayatımız üzerine olan etkileri inkar edilemez bir gerçek. Çünkü o toplumun bir parçası olduğumuz için aidiyet duygusu hissediyoruz.

Dolayısıyla sosyal hayatımızda iş, ibadethaneler, arkadaş grubu, spor salonu hayatımıza birçok anlamlar getiriyor.

Egolarınızdan mümkün olduğunca arınmaya çalışmalısınız.

Fiziksel, zihinsel ve duygusal donanımınız için insanlara karşı egonuzu konuşturmamalısnız. Aksi takdirde tatmin edici bir yaşam tarzı mümkün olmaz.