İnsanlar neden bağlanmaktan kaçar?

Bağlanma bazı kişiler için kaygı verici olabilir. Özellikle bu kişiler partnerlerine güven duymakta zorlanırlar.

Kişinin reddedilme korkusu ve sevilmemeye ile ilgili hassasiyeti kişinin romantik bir ilişki içinde var olabilmesini oldukça zorlaştırır.

Kişi terk edilme yada reddedilme gibi olumsuz deneyimler yaşamamak için herhangi bir yakın ilişki kurmaktan kaçınmayı tercih edebilir.
9 4


Peki, kişilerin sevgilileri/ eşleri ile uzun süreli aynı zamanda mutlu ilişkiler sürdürebilmelerinin formülü nedir?

Sağlıklı bir ilişkiyi tek bir formüle indirgemek doğru olmaz. Bunu etkileyen pek çok etken vardır.

Kişinin kendine ve karşısındakine dair bakış açısı yani olumlu yada olumsuz düşünceleri, partneri ile olan karşılıklı iletişim biçimi, birbirlerini dinleyebilmeleri, duygularını birbirlerine ifade edebilmeleri, karşılıklı sevgi ve saygı paylaşımı, cinsel doyum, kişilerin ilişkiden gerçekçi yada gerçekdışı beklentileri, kişinin sevilmemeye ve değersizlik ile ilgili inançları, kendine koyduğu kurallar, yaşam koşulları kişilerin ilişkilerinde pozitif yada negatif rol oynayan faktörlerden sadece bazılarıdır.
9 5


Peki yakın ilişkilerinde sıkça sorun yaşadığını düşünen kişiler ne yapmalıdır?

Kişilerin öncelikle ilişkilerinde sorun yaşadığı noktaları fark etmeleri gerekmektedir.
İlişkilerinde, şu ana kadar ki partnerleri ile olan ilişkilerinde kendilerini tekrar eden durumlara, yaşantılara odaklanmaları önemlidir.

Eğer kişinin karşısındaki kişiler değişse de, ilişkilerinde benzer şeyler yani kısır döngüler yaşanıyorsa, bu durumun farkına varmaları herhangi bir değişim için çok önemlidir.

Bu konuda daha fazla farkındalık yaşamak ve sorunlarına çözüm getirebilmek istiyorlarsa, kendi kendilerine bunu başaramadıklarını düşündükleri noktada alanında uzman kişilere başvurabilirler.
9 6


Kişi kendisinde değil fakat sevgilisi yada eşinin bağlanma sorunu olduğunu düşünüyorsa ne yapabilir?

İlk olarak suçlayıcı ve eleştirel yaklaşımdan uzak durulmalıdır. Çünkü bu yalnızca çiftlerin birbirlerinden uzaklaşmalarına ve var olanları sorunları büyütmekten başka bir işe yaramaz.

Bireyler genellikle kendisinden ziyade karşısındakinde bir sorun olduğunu düşünmeye daha eğilimlidirler ve sorunu karşı tarafa atfederek sorumluluklarını hafifletmeyi tercih ederler.

Bu yüzden mutlaka bir ehil bir çift ve aile terapistinden yardım almaları gerekmektedir. Çünkü var olan sorunun gerçekten bağlanma kökenli mi yoksa farklı kaynaklı bir sorun olduğunu belirlemek; terapinin ilerleyişi açısından büyük önem taşır.

Var olan sorun gerçekten bağlanma kökenli ise ve çiftler terapi sürecinde birlikte çalışma konusunda gönüllüler ise o zaman; sorun çiftlerden birininmiş gibi ele almak yerine, o ilişki bir problem olarak ele alınır ve işlenir.
9 7